AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, partisinin Ankara İl Başkanlığı tarafından düzenlenen ’Türkiye Buluşmaları’ kapsamında Sivil Toplum Kuruluşları (STK) Programı’nda konuştu. Türkiye’yi geleceğe taşımak için herkesin elinden gelen gayreti göstermesi gerektiğini vurgulayan Çelik, farklı görüşlerin medeni bir üslup içinde tartışılabileceğini belirtti. Ancak esas meselenin, bu masaların etrafında oturabilmek ve ortak bir dil geliştirmek olduğunu ifade etti. Çelik, "Ne kadar farklı görüşümüz olursa olsun, bu masaların etrafında oturabiliyorsak, konuşabiliyorsak, Türkiye’nin geleceğiyle ilgili kaygımız olmasın. Birileri dışarıdan dayatmalarla masayı devirmeye çalışıyorsa, aramızdaki fikir ayrılıklarını bir kenara bırakıp masayı korumalıyız" diye konuştu.
Türkiye’nin geçmişte büyük acılar yaşadığını belirten Çelik, 12 Eylül darbesinin Türkiye’ye zarar verdiğini söyledi. Çelik, "12 Eylül’ü yapanlar, ’Bir sağdan bir soldan asalım’ diyerek gençlerin hayatına kıydılar. Ancak bu müdahalelerin Türkiye’nin huzurunu sağlamakla ilgili hiçbir bilgisi yoktu. Bu darbeler, ülkemizin milli egemenliğini çalmak ve Türkiye’yi geri bırakmak için yapılmış siyasi projelerdir" dedi.
Çelik, hukuk dışı vatanseverliğin en büyük zarar verdiğini ve vatanseverliğin hukukun içinde kalması gerektiğini ifade etti. Türkiye’nin çevresindeki savaş ve istikrarsızlıkların artarak devam ettiğine dikkat çeken Çelik, Türkiye’nin bu durumdan korunmaya devam edeceğini belirtti. Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bulunan Narin Güran cinayetini değerlendiren Çelik, "Narin kızımız için yüreğimiz yanıyor, içimiz parçalanıyor. Her gün televizyonlarda yapılan haberler yüreğimizi parçalıyor. Ancak Gazze’de de 40 bine yakın insan hayatını kaybetti. Dünya düzeninin adaletsizliğine karşı tek söz söyleyen kişi Cumhurbaşkanımızdır" dedi.
Çelik, Batı Şeria’da İsrail askerleri tarafından öldürülen Ayşenur Ezgi Eygi ile ilgili batı basınında çıkan haberleri eleştirdi. Küresel sistemin felç olduğunu belirten Çelik, "İsrail’deki Netanyahu hükümeti, bir katil şebekesidir. Katliam şebekesi suçlarını örtbas etmek için yalanlara başvuruyor. Gazze’yi korumak için değil, katliam yapanları korumak için savaş gemileri konuşlandırılmıştır. Bu durum, iç bünyemizi ve bağışıklığımızı sağlam tutmamız gerektiğini gösteriyor" dedi.
Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gazze’deki direnişi Kurtuluş Savaşı’na benzettiğini ve bu görüşe itiraz edenler olduğunu belirtti. Çelik, program sonrası sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"İsrail’in saldırganlığının, bu katliam şebekesinin cinayet işlemekte hiçbir sınırı olmadığını gösteriyor"
İsrail’in Lübnan’a gerçekleştirdiği saldırıyla ilgili soru üzerine Çelik, saldırının ardından Lübnan’daki çağrı cihazlarına yapılan saldırıda 2 bin 800 kişinin yaralandığını ve 8 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti. Çelik, "İsrail’in saldırganlığının, bu katliam şebekesinin cinayet işlemekte hiçbir sınırı olmadığını gösteriyor" dedi.
Saldırının nasıl gerçekleştiği ve çağrı cihazlarının nasıl patlayıcıya dönüştüğü konusunda tartışmaların sürdüğünü vurgulayan Çelik, bu olayın, Netanyahu hükümetinin uluslararası baskıyı ortadan kaldırmak ve savaşı genişletmek amacıyla yaptığı bir hamle olduğunu söyledi. Çelik, “Netanyahu’nun savaşı Lübnan’a yayma çabası, siyasi hesaplarla şekillenen bir stratejidir ve Cumhurbaşkanımızın bu olayları Kurtuluş Savaşı’na benzetmesinin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha gösteriyor” dedi.
Barış müzakerelerinde İsrail’in direncinin, uluslararası baskıyı azaltmak için saldırılara başvurmasına neden olduğunu belirten Çelik, Hamas’ın barışa olumlu yaklaşımının, Netanyahu hükümetini baskı altında bıraktığını ifade etti. Çelik, Netanyahu’nun bu baskıdan kurtulmak için Lübnan’daki sivillere yönelik saldırılar düzenlediğini belirtti.
Çelik, Ayşenur Ezgi Eygi’nin öldürülmesiyle ilgili uluslararası basında çıkan haberlerin eksik ve yanıltıcı olduğunu, ABD Başkanı Biden’ın olay hakkında yeterli bilgi sahibi olmamasının da şüpheli bir durum oluşturduğunu söyledi. Çelik, Netanyahu hükümetinin savaş gemilerini korumak için bölgeye gönderdiğini, bu durumun ikiyüzlülük ve çifte standart örneği olduğunu vurguladı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in AK Parti iktidarını yaşam tarzlarına müdahale etmekle suçlayan açıklamalarıyla ilgili Çelik, Özel’in sözlerinin, AK Parti’ye karşı açılmış uyduruk kapatma davasındaki iddialarla benzer olduğunu belirtti. Çelik, AK Parti’nin yaşam tarzları konusunda vesayeti kaldırma ve hakları koruma konusunda mücadele ettiğini vurguladı.
Bir sokak röportajındaki sözleri nedeniyle tutuklanan ve 18 gün sonra cezaevinden tahliye edilen Dilruba Kayserilioğlu’nun, katıldığı bir yayında "üzerine alınan kimseden özür dilemiyorum" ifadelerinin hatırlatılması üzerine Çelik, Kayserilioğlu’nun sözlerinin, CHP Genel Başkanı Özgür Özel tarafından desteklenen bir kişinin açıklamaları olması nedeniyle, bu tür açıklamaların sorumluluğunu destekleyenlerin taşıdığını söyledi. Çelik, bu tür açıklamaların CHP’nin meselesi olduğunu, AK Parti’nin ise önüne bakmaya devam edeceğini ifade etti.
ABD: "Lübnan'daki patlamalardan haberdar değildik, bir dahlimiz yok"
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, Lübnan'da gerçekleştirilen çağrı cihazı saldırılarına yönelik, “ABD'nin bu olayda bir dahli yoktu, bu olaydan önceden haberdar değildi. Şu anda bilgi topluyoruz” dedi.
Lübnan'da Hizbullah mensuplarının haberleşme amacıyla kullandığı çağrı cihazlarının eş zamanlı patlatılması sonucu şu ana kadar 9 kişinin ölümüne yol açan saldırının yankıları sürüyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller düzenlediği basın toplantısında, saldırıya ilişkin değerlendirmede bulundu. Miller, “ABD'nin bu olayda bir dahli yoktu, ABD bu olaydan önceden haberdar değildi. Şu anda bilgi topluyoruz" dedi.
Miller, saldırının arkasında kimin olduğunu bilmediklerini belirtti. Saldırıda İran'ın Lübnan Büyükelçisi Mojtaba Amani'nin yaralanmasına değinen Miller, "İran'ı herhangi bir olayı daha fazla istikrarsızlığa yol açmak ve bölgedeki gerginliği daha da artırmak için kullanmamaya çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.
Miller, "Hiçbir ülke, hiçbir örgüt sivilleri hedef almamalı. Bir terör örgütünün üyeleri, ülkelerin operasyon başlatması için meşru hedeflerdir. Bunlar bağlı olduğumuz ilkelerdir ve diğer ülkelerin operasyonlarında bu ilkeleri desteklemesini bekliyoruz" dedi.
Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre de yaptığı açıklamada, saldırıdan haberdar olmadıklarını ifade etti. Jean-Pierre, ABD'nin İsrail ile Hizbullah arasında devam eden çatışmaya “diplomatik bir çözüm” bulunması gerektiğine inanmaya devam ettiğini vurguladı.
İran'dan kınama
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, saldırının ardından Lübnanlı mevkidaşı Abdullah Bouhabib ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Bakan Arakçi, Lübnan'a yönelik terör saldırısını sert bir dille kınadığını ifade ederken, saldırıda yaralanan İran'ın Lübnan Büyükelçisi Amani'ye acil tıbbi müdahalede bulunan Lübnan'a teşekkür etti. Lübnan'a can kayıplarından dolayı başsağlığı da dileyen Arakçi, Lübnan hükümeti ve halkıyla dayanışma içinde olduğunu dile getirdi. Arakçi ayrıca İran'ın yaralılara tedavi sağlamaya ve onları Tahran'a getirmeye hazır olduğunu söyledi.
Hizbullah mensubu milletvekilinin oğlu saldırıda hayatını kaybetti
Lübnan parlamentosundaki Hizbullah üyesi milletvekili Ali Ammar'ın oğlunun da saldırılarda hayatını kaybedenler arasında olduğu öğrenildi. Milletvekili Ali Ammar, oğlu Mehdi'nin öldürülmesinin ardından yaptığı açıklamada, "Bu, Lübnan'a karşı yeni bir İsrail saldırısıdır. Direniş, uygun zamanda uygun şekilde misilleme yapacaktır" ifadelerini kullandı.
Hizbullah lideri zarar görmedi
Hizbullah'tan üst düzey bir kaynak ise İngiliz haber ajansı Reuters'a yaptığı açıklamada, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın çağrı cihazı patlamalarında zarar görmediğini ifade etti.
İsrail'de üst düzey askeri yetkililer toplandı
İsrail'den saldırıya ilişkin henüz resmi bir açıklama gelmezken, İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ordunun üst düzey yetkilileriyle toplantı gerçekleştirdi. İsrail Savunma Kuvvetlerinden (IDF) yapılan açıklamada, saldırı ve savunma durumunun ele alındığı belirtildi. Ayrıca sivillere yönelik uyarılarda henüz bir değişiklik olmadığı ve halkın dikkatli olması gerektiği kaydedildi. Açıklamada, “Herhangi bir değişiklik olması durumunda derhal güncelleme yapacağız" denildi.
“Lübnan'daki saldırı, İsrail'in yenilgisine yol açacak”
Hamas'tan yapılan açıklamada ise, “Lübnan topraklarının çeşitli bölgelerinde iletişim cihazlarını patlatarak Lübnanlı vatandaşları hedef alan Siyonist terörist saldırıyı şiddetle kınıyoruz" ifadeleri kullanıldı. Saldırının İsrail'i sadece "başarısızlığa ve yenilgiye" götürecek bir gerilim olduğu vurgulandı. Saldırıda Hizbullah ile siviller arasında ayrım yapılmadığı belirtildi.
Saldırıdan İsrail'i sorumlu tutan Lübnan, BM'ye başvuracak
Öte yandan Lübnan Sağlık Bakanı Firas Abiad, Hizbullah'ın kaleleri olarak bilinen başkent Beyrut'un güney banliyölerinde, Bekaa Vadisi'nde ve ülkenin güneyinde saat 15.30 sıralarında eş zamanlı gerçekleştirilen saldırılarda 1'i çocuk olmak üzere 9 kişinin hayatını kaybettiğini, 2 bin 750 kişinin yaralandığını ifade etti. Hizbullah Hareketi ve Lübnan hükümeti, saldırının İsrail tarafından gerçekleştirildiğini belirtti. Hizbullah, İsrail'e misilleme yapılacağını duyurdu. Lübnan Dışişleri Bakanlığı ise saldırıyla ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) şikayette bulunulacağını açıkladı.