Bu sene fındıkta bereketli bir yıl bir beklerken çuvala giren ürünlerle hayal kırıklığı yaşadıklarını belirten Karan, “2023 yılı hasat dönemini bir önceki yıla göre önemli bir kayıpla kapattık. Bu sene rekolte tahminlerin çok altında gerçekleşti. Rekoltenin düşük olması aslında üretici başta olmak tüm sektörün kaybıdır. Düşük rekolte ihracat rakamlarına da eksi olarak yansıyacak ve ülke olarak fındıktan elde edeceğimiz döviz girdisi düşecektir. O yüzden fındıkta daha fazla üretim ve kazanç diyoruz" diye konuştu.
Karan, “Fındık az olsun, fiyat çok yüksek olsun” söylemlerinin üreticiye bir getirisi olmadığının altını çizerek “bahçesinden ortalama bir ton ürün alan bir üretici bu sene 350-400 kilogram ürün aldı. Bunu ortalama 100 liradan sattı ve eline 35-40 bin lira para geçti. Bir ton fındığı olsaydı ve bunu ortalama 85-90 liradan satmış olsaydı eline 85-90 bin lira geçecekti. Yani ürün kaybından kaynaklı 40-45 lira bir kayıp söz konusu. Her zaman az üreten değil, çok üreten kazanır” dedi.
Tekelci firmanın yerli alıcıları devreden çıkarmak istediğini belirten Karan, piyasada oluşan fındık fiyatlarıyla ilgili olarak şunları kaydetti; “Rekolte düşüklüğüne ve arz-talep ticaretine göre serbest piyasada fındık fiyatı çok kısa bir sürede Toprak Mahsulleri Ofisi’nin açıklamış olduğu 82,5 liranın üzerine çıkarak 100 lira bandını aştı. 110 lira bandını gören üreticilerin çoğu mantıklı olarak ürününü satarak paraya çevirdi. Bilindiği gibi 110 lirayı gören fındık güçlü alıcıların müdahalesi sonucu 95 liraya kadar düşürüldü. Şu an fındık fiyatı 100-102 lira bandında stabil bir şekilde seyrediyor. Fındık fiyatlarının bu tarihten sonra 100 liranın altına düşeceğini beklemiyorum.”
Şu anda fındık alımı yapan manavların depolarının dolu olduğuna dikkat çeken Karan, “Üretici kanadında ürününü satan sattı, bekletenlerin ise çok fazla bir kaybı söz konusu değil. Şu anda 110 lira bandından ürün alan manavlar bir kilogram fındık satamıyor. Manavların dükkanları ağzına kadar dolu. Çoğu da 110 liradan aldıkları ürünler. Biz zamanında 'Bu tekelci zihniyet ne yerli manav, ne tüccar ve ne de sanayici bırakacak' derken kimse bizi dikkatte almıyordu. Şimdi herkes dediğimize geldi mi?” şeklinde konuştu.
Kahverengi kokarca fındık için çok ciddi bir tehdit
Fındık üreticileri açısından son günlerde önemli bir gündem haline gelen “Kahverengi Kokarca” zararlısı hakkında da bilgiler veren Karan, bu zararlının fındık için ciddi bir tehlike olduğunun altını çizerek, “Ordu ilinin bu sene bu zararlıdan dolayı başı çok ağrıdı, ağrımaya da devam ediyor. Bizde de aynı sorunu yaşamamak adına İl Tarım ve Orman Müdürlüğü koordinesinde bu zararlıyla mücadele noktasında topyekûn bir seferberlik başlatıldı. Artık köylerimizde hatta şehir merkezindeki evlerimizde dahi görmeye başladığımız bu zararlıyı mutlaka ve mutlaka yok etmeliyiz. Çünkü bir ergin kahverengi kokarca gelecek yıl 250-300 tane oluyor. Biz bunu yok etmezsek, fındık başta olmak üzere tüm tarım ürünlerine musallat olacak ve zarar verecektir. Bu zararlı, kış döneminde evlerde kapalı alanlarda saklanıyor. Her Giresunlunun köyünde bir evi var mutlaka, köy evlerimizi sık sık kontrol edelim ve bu zararlının çoğalmasına engel olalım” şeklinde konuşarak üreticileri uyardı.