Ordu içinde bir grubun 15 Temmuz Cuma akşamı ülke yönetimini ele almaya yönelik başarısız darbe girişimi yurtiçi piyasalarda sert kayıplar yaşanmasına neden oldu. Sonrasında devlet kurumlarında görevden alımlar ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen açıklamalar TL varlıklarının sert değer kaybetmesindeki etkenlerdi. Bunun yanında Borsa İstanbul’da da kayıplar sert oldu. Kredi derecelendirme kuruluşları S&P, Moody’s ve Fitch’ten başarısız darbe girişimi sonrasında değerlendirmeler geldi. Başarısız darbe girişimi sonrasında uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s ilk olarak Türkiye’nin kredi notunu düşürmek üzere incelemeye aldığını açıkladı. Ardından kurum 17 Türk bankasını da negatif incelemeye aldığını belirtti. Son yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmelere bağlı olarak meydana çıkan risklerin değerlendirilmesi için şirket notlarının incelemeye alındığını açıklandı. Moody’s yaptığı açıklamada, Türk bankalarının yaşanan son gelişmelerden belli bir derecede etkilenebileceğini belirtti. Ayrıca, kurum Baa3 olan Türkiye’nin notunun çöpe düşebileceği belirtti.
Moody’s’in açıklamaları önemli olacak
Dış finansman ihtiyacı için Türkiye ekonomisinin ihtiyaç duyduğu yabancı fonların bazıları yatırım yapılabilir nota sahip ülkelere yatırım yapıyorlar. Bu fonlar ülkenin varlıklarına yatırım yapması için kredi derecelendirme kuruluşlarından yatırım yapılabilir şartı istiyorlar. Bu yüzden Moody’s’ten gelecek açıklamalar ve kredi notunda yaşanacak bir değişiklik ülke ekonomisi açısından oldukça önem taşıyor. Son olarak, Moody’s THY’nin notunu düşürürken, 8 şirketi de izlemeye aldığını açıkladı. THY’deki bu izlemenin son gerçekleşen olayların ve bu yıl boyunca finansallarının kötü olmasından kaynaklandığı belirtildi. Kuruluşun izlemeye aldığı şirketler arasında Tüpraş, Türkcell ve Şişecam şirketleri de bulunuyor. Türkiye’nin kredi notunu ise yatırım yapılabilir en düşük düzey olan Baa3 seviyesinde tutuyor. Diğer bir kredi derecelendirme kuruluşu olan Fitch ise darbe girişiminin Türkiye’nin kredi notuna etkisinin ileriki dönemde politik ve ekonomik gelişmelere bağlı olacağını belirtti. Kuruluş, hükümetin yaşanan kötü duruma hemen hakim olmasına rağmen, yaşanabilecek olası siyasi riskler nedeniyle Türkiye’ye güvenin zayıflaması durumunda ülkede tekrar dış finansmanın gündeme gelebileceğinin uyarısında bulundu. Bu gelişmelerin ardından JP Morgan, Türkiye’nin kredi notunun yatırım yapılabilir seviyenin altına düşürülmesi halinde yatırımcıların Türk devlet ve şirket tahvillerinden yaklaşık 10 milyar Dolar satış gerçekleştirebileceğini öngördüğünü açıkladı. Bu açıklamaya karşı Barclays analistlerinden daha iyimser bir açıklama geldi. Bankanın analistleri kredi notunun yatırım yapılabilir seviyenin altına inmesi durumunda tahvillerden 3.5 milyar Dolar çıkış olabileceği belirtildi. Böyle olumsuz bir gelişme yaşanması durumunda faiz hadlerinde yükseliş yaşanabilir. Kredi notunun kötüleşmesi CDS ve risk pirimi ve tahvil fiyatlaması açısından önem teşkil ediyor.
Darbe sonrası piyasanın tepkisi sınırlı kaldı
Uluslararası Para Fonu (IMF) da Türkiye’de yaşanan olaya alakalı bir dizi açıklamada bulundu. Başkan Christine Lagarde, başarısız darbe girişimi sonrasında, TCMB tarafından atılan hızlı adımların finansal piyasaları rahatlattığını söyledi. Darbe girişimi sonrasında piyasaların tepkisinin kısıtlı kaldığını söyleyen Lagarde, TL’nin beklendiği kadar büyük etki yaşamadığını dile getirdi. Baş Ekonomisti Maurice Obstfeld, başarısız olan darbe girişimine aşırı reaksiyon verilmesinin uzun vadede ekonomik büyüme üzerinde risk yaratabileceğini söyledi. Obstfeld, TCMB’nın piyasalardaki volatiliteyi yatıştırmak için etkin bir biçimde hareket ettiğini vurguladı. Ayrıca yetkililerin piyasalardaki anlık gelişmelere karşı tetikte olması gerektiğini belirtti. Son olarak kredi derecelendirme kuruluşu S&P Türkiye’nin kredi notunu BB+’dan BB’ye düşürdüğünü açıkladı. Ülke görünümünü de negatif olarak izlediklerini belirttiler. Kurum başarısız darbe girişimi sonrasında ülkede artan risklere vurgu yaptı. Kurumun aldığı bu karar sonrasında USDTL kurunun yukarı yönde sert hareketlerle 3.10 seviyesine doğru yükseliş gerçekleştirdiğini gördük. S&P’nin aldığı bu olumsuz karar Moody’s ve Fitch’in kararlarını etkileyebilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, S&P’nin gerçekleştirdiği bu not indirimi sonrasında sert açıklamalarda bulundu. MGK ve ardından başlayan Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar önemle takip edildi. Cumhurbaşkanı 3 ay süreyle ülkede olağanüstü hal ilan edildiğini açıkladı. Bu süre zarfında piyasalarda herhangi bir likidite sıkışıklığı yaşanmayacağının mesajını verdi. Cumhurbaşkanı tarafından yapılan açıklamalarında piyasaları rahatlattığı görüldü. Diğer rahatlatıcı açıklamada Başbakan yardımcısı Mehmet Şimşek’ten geldi. Şimşek OHAL’in en büyük amacının demokrasinin karşı karşıya olduğu uzun vadeli risklerin minimize edilmesi olduğunu söyledi. S&P’nin kararının aceleci olduğunu söyleyen Şimşek, Moody’in aceleci davranmayacağını dile getirdi. Türkiye yatırım yapılabilir notunu veren Moody’s ve FITCH bulunuyor.
Başbakan Yardımcısı Şimşek: Ekonomide riskler azalıyor
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek Ankara’da yaptığı açıklamalarda Türkiye ekonomisine yönelik risklerin azalmaya başladığını önemle vurguladı. Fakat döviz kurundaki hareketlerin enflasyon için olumsuz olacağını söyleyen Şimşek, çekirdek enflasyondaki geçici düşüşün durabileceğini söyledi. Şimşek hükümetin ilave yatırım teşvikleri üzerinde çalıştığını söyledi. Diğer önemli bir açıklamada Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’tan geldi. Kurtulmuş, OHAL’i en fazla 1.5 ay içerisinde bitirmek istediklerini, OHAL boyunca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin askıda olduğunu açıkladı. Sokağa çıkma yasağı olmayacağını söyleyen Kurtulmuş, temel haklardan ödün verilmeyeceğini ve serbest piyasa kurallarının işleyişinde herhangi bir aksama olmayacağını ifade etti. OHAL süresince hükümet yetkililerinden güven verici açıklamaların devam etmesi önemli. Yetkililerden gelecek olumlu açıklamalar piyasaları rahatlatacaktır. Özellikle ekonomi üzerindeki etkilerine değinilmesi ve buna karşı alınacak tedbirler yatırımcılar tarafından takip edilecektir. Güven verici açıklamalar TL varlıklarındaki oynaklığın azalmasına neden olacaktır. Yetkililerden gelecek açıklamalar Türkiye’nin risk priminin yükselmemesi adına önem taşımakta. Bunun yanında OHAL boyunca çıkarılacak kanun hükmündeki kararnamelerin de direkt olarak darbe girişiminde bulunan kesim için çıkarılması ve halkın meydanlardaki darbe protestolarının olası kışkırtıcı olaylara karışmadan sorunsuz şekilde ilerlemesi de piyasaların işleyişi açısından önemle takip edilecektir. Yurtiçi piyasaları değerlendirecek olursak, BİST100 endeksinde 70.000’in önemli bir psikolojik seviye olduğunu söyleyebiliriz. Satışların devam etmesi durumunda 68.600 ve 66.000 destek seviyeleri takip edilmelidir. Endeks 70.000’in üzerinde kaldığı sürece yukarı yönlü potansiyelini korumaya devam edecektir. USDTL’de ise 3.10 kademesi önemli bir konumda bulunuyor. Alımların hız kazanması durumunda 3.12 ve 3.20 direnç seviyeleri takip edilmelidir. 3.10 seviyesinin altında kalındığı sürece satış baskısının devam etme olasılığı bulunmaktadır. Önümüzdeki aylarda Moody’s ve Fitch’ten gelecek değerlendirmeler yabancı yatırımcı açısından önem teşkil etmektedir. Kredi derecelendirme kuruluşlarından gelebilecek olumsuz bir değerlendirme yabancı çıkışının hızlanmasına neden olabilir.