Lojistik köyler, lojistikle ilgili faaliyetlerin bir araya getirildiği, birden fazla taşımacılık hattına sahip etkin bağlantıları bulunan ve hatlar arasında hızlı, güvenilir ve düşük maliyetli aktarma sistemlerine olanak sağlayan özel bölgeler olarak stratejik bir öneme sahiptir. Faaliyetlerin tek merkezden yapılması ve yürütülmesi, denizyolu, demiryolu, havayolu gibi farklı ulaşım modlarının kullanılması, ülke ulaşımında trafiği rahatlatırken, işin kalitesini artırmakta ve ülke ekonomisinin kalkınmasına destek olmaktadır.
Dolayısıyla küreselleşmenin artması ve teknolojinin gelişimiyle birlikte günümüzde etkin, verimli bir lojistik köyün oluşturulması ve işletilmesinin, ülke ekonomisine katkısı açısından bir zorunluluk olduğu ifade edilebilir. Lojistik köylerin ülke ekonomisine katkısını genel olarak iki açıdan ele almak mümkündür. Birincisi bölge ekonomisini desteklemesi, ikincisi ise yeni yatırımları çekme potansiyeline sahip olmasıdır.
Bölge Ekonomisini Desteklemesi: Lojistik köylerin kurulduğu yerler genellikle metropol bölgesinin dışında kalan yerlerdir. Farklı ulaşım bağlantılarına yakın bölgelerde, ya da farklı ulaşım bağlantılarının bölgeye kazandırılmasıyla lojistik köylerin bölgedeki faaliyetleri sonucunda bölge ekonomisi desteklenmektedir. Bu köylerde yük akışları, taşımacılık, depolama, elleçleme, paketleme ve diğer lojistik faaliyetlerin geliştirilmesi ve yürütülmesi ile birlikte firmalar hem ulusal hem de uluslararası ticarete ve ekonominin kalkınmasına yardımcı olabilmektedirler. Lojistik köyler, kuruldukları bölgelerde ticareti canlandırarak yeni yatırımları çekme potansiyeline sahiptir.
Yeni Yatırımları Çekme Potansiyeli: Lojistik köyler, gerek deniz gerek havalimanı başlangıç modeliyle kurulmuş olsun, faaliyetlerini belirli bir noktadan yürütmekle beraber dünyanın her yerine bağlantı kurabilme imkânına sahiptirler. Dolayısıyla bu köyler, ticaret potansiyelini artırmaktadır. Bölgedeki ticari şirketlerin rekabet gücü artırılarak da kombine taşımacılığın gelişmesi sağlanmaktadır. Türkiye, coğrafi açıdan küresel lojistik yolları üzerinde bulunmaktadır. Lojistik köylerin kurulması ve faaliyete geçmesi için çalışmalar yapılması gerekmektedir. Lojistik köylerin metropollerden uzak bölgelerde kurulmasıyla, ulaştırma yatırımlarının özellikle demiryolları başta olmak üzere demiryollarına ve denizyollarına yönelik olması gerekmektedir. Uluslararası ticarete uygun limanlar ve bu ticarete uygun gemilerle uluslararası ticarete katkı sağlayacak adımlar atılmalıdır. Türkiye’de lojistik köyler, 2006 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) tarafından oluşturulmaya başlanmış ve ardından özel sektör tarafından kabul görerek lojistik köyler kurulmaya başlanmıştır.
Türkiye’de özel sektör öncülüğünde ilk lojistik köy 2010 yılında Ankara’da faaliyete geçmiştir. Sonrasında faaliyete geçenler ise Samsun (Gelemen), Uşak, Denizli (Kaklık), İzmit (Köseköy), Eskişehir (Hasanbey), İstanbul (Halkalı/Yeşilbayır), Balıkesir (Gökköy), Erzurum (Palandöken), Kahramanmaraş (Türkoğlu), Manisa lojistik köyleridir. Türkiye’de işletmeye açılan ve tamamlanan 11 adet ve yapımı devam eden 2 adet, yapımı ihale aşamasında 6 adet ve etüt ve planlama aşamasında 6 adet olmak üzere toplam 25 adet mevcut ve planlanan lojistik köy bulunmaktadır.
Kurulan, faaliyete geçen ve proje aşamasında olan ve yapılması planlanan her lojistik köyün ülke ekonomisine katkısı oldukça fazladır. Taşımacılık kalitesinin artırılması, alt yapı sistemlerinin rasyonalizasyonu ve bölgesel planlama, farklı taşıma türlerinin bütünleşmiş kullanımının geliştirilmesi ve bütünleşmiş taşıma sistemleri arasında yüksek seviyede bilgi düzeyine dayalı koordinasyonun sağlanması ile birlikte lojistik köylerin etkinliği ve ülke ekonomisine katkısı artırılabilir. Buna ilaveten lojistik köylerin sadece ekonomik olarak değil, bölge ve ülke genelinde sosyal ve kültürel açıdan kalkınma için de katkısı bulunmaktadır.