Bizde yöneticiler her şeyi bilir. Böyle bildikleri için de aslında bilmezler. Ne bu gün ne de geçmişte her şeyi bilmek yoktu. Bugün hiç yok.
Hatta ne diyoruz “Zaman değişiyor, bütün bildiklerinizi unutun…” Eh yeniden öğrenmek için de zaman olmadığına göre, her konuyu bilene danışmak gerekiyor. Danışmanın zaman ve para maliyeti var. Ama rekabette de öne geçiyorsunuz. Farklı bakış açıları, fikirler, yöntemler, sistemler, sisteminizdeki değişiklikler rekabette öne çıkmanızı sağlıyor. Sağlıyor ama KOBİ’lere baktığınızda KOBİ’ler bunu ne kadar önemsiyor. Günlük dertler içinde boğulduklarını söylüyorlar.
HİPERMETROP VE MİYOPLUK BİR ARADA
Hipermetrop yakını, miyopluk uzağı görememe. Elbette herkes net ve keskin bir görüş ister ama tedavi edilmezse durumu tahmin edersiniz.
Ne gerekiyor?
1-Tedavi olmak için önce durumun farkında olmak,
2- Durumu kabullenmek,
3- Tedavi olmak istemek,
4- Tedavi edecek kişi / kurumu araştırmak, bulmak,
5- Hastalığa uygun tedaviyi kabul etmek,
6- Tedavi edene müdahale etmemek, güvenmek,
7-Tedaviyi süreçlerini uygulamak, istikrarlı olmak, sabırlı olmak,
8- Bir daha hasta olmamak için önceden önlem almak, dikkatli olmak, doğru tavsiyeleri yerine getirmek,
9- İşletmenin yaşam süreçlerini, stratejisini gerekirse yaşam şeklini değiştirmek,
10- Tedavi olmanın ve yeni süreçlerin maliyetlerine katlanmak. Başka bir seçenek daha var; kendi kendine tedavi olmak. Keyfi, masrafsız, iyileştirmeyen, sonuçtan memnun kalınmayan ama kendi kendini avutan ve hastalığı kronikleştiren bir tedavi.
KARAR SİZİN, SONUÇ HEPİMİZİN
Bir KOBİ olarak eğer sağlıklı yaşamak istiyorsanız hangisini seçersiniz? Uzman tedavisini mi, kendi kendinize tedavi mi? Başka bir yol daha var. Artık yaşamak istemiyorum diyerek işletme defterinizi, hesabı kapatmak, kilidi vurmak veya yapabiliyorsanız henüz hastalık belirtileri başlangıcında satmak. Biliyorsunuz yabancı şirketler KOBİ’lerimiz için kapı arkasında bekliyorlar.
İşletmeniz devam edebilecek bir sektör ise yabancı devam ediyor veya devam ediyor görünüp bırakıyor.
Amaç;
1- Geleceği olan sektörlerde devam etmek,
2- KOBİ’ leri alıp biraz çalıştırıp kapatmak.
Uzun vadede bu durum ülke ekonomimizi zayıflatır. Mevcut durumda uzun vadeye bile gerek yok. Yabancıların hesapları başka. İşte bu seçiminiz, kararınız sadece sizin için değil sektörünüz ve güzelim ülkemiz için de çok önemli.
Değerli KOBİ’lerimiz, KOBİ üst düzey ve orta düzey yöneticilerimiz, aile şirketlerinin babaları, abileri, ablaları, patronlarımız, CEO’larımız, yönetim kurulu başkanlarımız gelin artık her şeyi bilmediğinizi kabul edin. Çalışacağınız şirkete / kişiye, danışmana, tecrübeye güvenin. Çok değişmeyin ama değişim kapısını aralayın.
Her şeyi bildiğinizi iddia etmeyin. Siz de bir insansınız. Gelin inat etmeyin. Biz danışmanlarla çalışın. Faydasını görün. Kazanın, ülkeye kazandırın. Her açıdan “kazankazan” olsun. Şu durumda “kaybet- kaybet” e doğru gidiyoruz. Sözün özü; KOBİ’lerde “Ben her şeyi bilirim” duygusu, inadı, düşüncesi size de ülkemize de iyi gelmiyor. Çıtanızı yukarı çıkarabilecek kişileri dinleyin. Kazanırsınız. Bir düşünün, dediklerime biraz kafa yorun. Aksi takdirde hepimiz kaybederiz.