Güç, yönetebilmenin en önemli kaynağı ve unsurudur. Bu nedenledir ki dünyada egemen güç olma düşüncesi her geçen yıl artmaya devam etmektedir. Bu artış ise bireyler, kurumlar ve devletler olarak ortaya çıkmaktadır. Ekonomik olarak güçlü olan bireyler diğer bireylere karşı daha rahat ayakta durabilmekte iken kurumlar da daha fazla rekabet gücüne sahip olmaktadır. Benzer şekilde devletlerde uluslararası arenada büyük bir güç mücadelesinde bulunmaktadırlar.
Ülkelerin güç mücadelelerinde sahip oldukları en önemli argüman ise ekonomidir. Ekonomik gücü yüksek ülkeler uluslararası alanda da önemli derecede güce ve etkiye sahiptir. Bu nedenledir ki yönetebilmenin kaynağı, ekonomiden geçmektedir. Güçlü ekonomi sayesinde sürdürülebilir üretim kaynakları oluşturulmakta, başka ülkelere olan bağlılıklar sona ermekle birlikte hatta artık başka ülkelerin size bağımlı hale gelmesi mümkün olmaktadır.
Ülkelerin milli gelirleri içinde hizmet sektörü önemli bir yer tutmaktadır. Klasik bir ifade ile bacasız fabrika olarak nitelendirilen turizm sektörü hizmet sektörlerinin lokomotifi konumundadır. Turizm; yer, zaman ve içerik özelliklerinden dolayı birçok avantajı bünyesinde barındırmakla birlikte kırılgan bir yapıya sahip olması da en büyük dezavantajı oluşturmaktadır. Geçmişte birçok kez farklı dönemlerde olmak üzere, en acısını da 2016 yılında yaşadığımız hain terör olaylarından dolayı son 20 yılın en büyük krizini öncelikle başta turizm sektörü olmak üzere tüm Türkiye maalesef yaşamıştır.
Yetkili otoriteler tarafından zamanında ve yerinde alınan kararların neticelerinin 2017 yılında filizlendiği görmek, 2018 yılı için turizm beklentilerinin yükselmesinin en büyük teminatını oluşturmaktadır. 2017 yılında toparlanan turizm sektöründe çok ciddi oranlarda karlılık sağlanamamış olsa bile önemli olan tekrar ayağa kalkan ve ayakta kalabilen bir sektör olmasıdır. Çünkü sonraki yıllarda sürdürülebilir kazanç elde edebilmek için temellerin yeniden inşa edilmesi kaçınılmaz bir zorunluluktur. Yeniden ayağa kalkmak adına yapılan bu çalışmalarla uygulanan politikaların bir nevi öncü sonucu olarak nitelendirilebilecek Akdeniz Turistik Otel İşletmecileri Birliği’nin (AKTOB) turizm sektörüne yönelik yaptığı “2017 nasıl geçti, 2018’den ne bekleniyor?” konulu araştırması bunu teyit etmektedir. Araştırma sonuçlarına göre araştırmaya katılanlar genel olarak 2017 yılının 2016 yılından daha iyi geçtiğini ifade etmekle birlikte katılımcıların;
* % 82’si 2016’ya göre 2017 doluluk oranlarının daha iyi olduğunu,
* % 66’sı gelirlerin 2016’ya göre 2017’de arttığını,
* % 61’i turizmi etkileyen en önemli unsurun ‘dış politika’ olduğunu,
* % 86’sı 2018 yılının 2017’den daha iyi olacağını,
* %92’si 2018 yılında Avrupa pazarının yükselişe geçeceğini, düşünmektedir
2017 yılında ortalama %30 civarında büyüyen turizm sektöründeki temsilcilerin olumlu beklentilerinin hayat bulduğu 2018 yılında, geçen yıllara göre rezervasyonların daha erken sürelerde ve % 50’nin üzerindeki seviyelerde dolduğu görülmektedir. Bunun bir sonucu olarak ise 2018 yılında işe başlamanın veya başka bir ifade ile sezon açılışının daha erken sürelere çekilmiştir. Ayrıca turizmde istihdam oranlarında ortalama %30-35 seviyelerinde yükseliş olduğu gözlemlenmekle birlikte, ilerleyen dönemlerde istihdamın daha da artması beklenmektedir. 2016 yılında yıllık ortalama 30-35 milyon turistin 11 milyonunu (8 – 9 milyar dolar gelir kaybı) kaybeden ülkemiz, 2018 yılındaki olumlu beklentiler ve şu ana kadar gerçekleşen hareketlilik ile terörün açmış olduğu turizm yaralarını saracağı tahmin edilmektedir. Bu yılki özellikle Alman ve İngiliz başta olmak üzere Avrupalı ve Rus turist rezervasyonlarındaki artış ise bunun en büyük göstergesidir. Turizm sektörü sadece otel ve tur operatörlerinden oluşmamaktadır. Bu bilincin tüm özel ve kamu yetkilileri tarafından herkeste oluşturulması gerekmektedir. İşsizlik sorunumuza en büyük reçetelerden biri olan sektörde sürdürülebilir turizm ve sahip olduğumuz destinasyonu kaybetmemek için yapılması gerekenler ise aşağıda sunulmuştur:
* Turizmde imaj havalimanında başlar ve genellikle ilk izlenim, son izlenimdir. Bu nedenle havalimanlarında (bekleme süreleri azaltılmalı, bekleme ortamları iyileştirilmeli vb gibi) yapısal değişiklikler yapılmalıdır. Bu açıdan üçüncü havalimanı yapımı büyük önem taşımaktadır.
* Belediyeler şehirdeki tüm sorumluluklarını (her taştan, refüjden, çiçekten, duraktan, çöpten vb) bilmeli ve gereğini ivedilikle yerine getirmelidir.
* Tepeden tırnağa, yediden yetmişe herkesin sorumlu olduğu bir sektör olan turizm için halkın daha bilinçli hale getirilmesi gerekir. Her vatandaşımızın güzel ülkemizin dünyaya tanıtılmasındaki en büyük reklam aracı olduğunu bilmesi sektörde yaşanan olumsuzları azaltmada önemli bir rol üstlenecektir.
* Araç kiralama firmalarında yaşanan sorunların (farklı araç sunma vb.) ortadan kaldırılması için yapısal çözümler uygulanmalıdır. Hedef kitle turistler için (AB’li turistler gibi) özel tanıtım ve pazarlama faaliyetleri yürütülmelidir. Turizm faaliyetlerinin zenginleştirilmesi ve yeni turizm destinasyonlarının oluşturulması ile turizmin farklı bölgelere ve tüm yıla yayılması sağlanmalıdır.
* Turizmin en büyük özelliği olan insan kaynaklarının daha nitelikli hale getirilmesi ve sadece alanında uzmanlık belgesi olanların istihdam edilmesi sağlanmalıdır.
Özetle uzaktan yakından turizmle ilgili her birey, kurum, kuruluş, ister özel ister kamu olsun hiç fark etmez bu ülkenin geleceğine ya köprü olduğunun ya da balta olduğunun farkına varması gerekir. Bu kapsamda balta olanların engellenmesi için yasal ve yapısal düzenlemeler ivedilikle uygulanmalı, kamu spotları ile vatandaş daha bilinçli hale getirilmelidir. Turizm sektöründe yaşanan kayıpların milyonlarca kişiyi nasıl olumsuz etkilediğini güncel olarak hep birlikte yaşadık. Bu nedenle turizm sektöründe hem nitelik hem nicelik artışı için gereken önlemleri en kısa sürede hayata geçirmek büyük önem taşımaktadır. Yakalanan bu ivmeyle birlikte kamu otoriteleri tarafından gereken adımların atılması ile uygulanacak turizm politikaları ve etkili tanıtımlarla önümüzdeki yıllarda tekrar 40 milyon hatta üzerinde bir turist sayısına ulaşılması ve karlılık oranlarının artması görünen bir gerçektir.