Yeni bir eğitim-öğretim dönemi daha açılıyor. Yeni umutlar, beklentiler ışığında öğrenciler okula koşarken en çok da ebeveynlerin umutları yeşeriyor. Neden mi, çünkü kendisi okuyamadığı için ya da okuyup da istediği mesleğe sahip olamadığı için bu duygusunu çocuğunda yaşamak istiyor. Müzisyen, sporcu olmak isteyen çocuğa ne ister ne istemez diye sormadan tıp kazanmalısın, mühendis olmalısın vb. gibi söylemlerle çocuğu ile onun eğitim hayatı arasına buzdan duvarlar ördüğünün farkında olmadan. Henüz körpecik iken aşkla, hevesle okula koşan yavrular bir bakarsınız iki satır okumaktan, üç kelam yazmaktan aciz hale gelir. Bir insan için en önemli noktalardan biri hak ettiği değeri görmesidir. Aksi halde var iken yok hükmünde görülen birey, birey değildir. Siz ona, onun düşüncelerine değer vermezseniz o da sizin düşüncelerinize değer vermeyecektir. Sonuçta ne müzisyen olacaktır ne de mühendis. Kim kaybetti, her iki taraf da kaybedenler listesinde zirvede yer almaktadır.
Önemli olan kişisel tercihlerin bireyler tarafından yapılabilmesini sağlayacak ortamların büyükler tarafından oluşturulmasıdır. Bu kapsamda geleceğin teminatı bireyler daha özgür, daha istekli ve kendine güvenen bir yapıda hayatın içinde yer alacaktır. Kendi tercihlerini yaşayan bireyler hayattan şikayet etmeyi bir kenara bırakacaktır. Çünkü yaşadığı hayat, kendi tercihlerinin sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun da baş mimarı ya da sorumlusu bizatihi kendisinin olduğu daha temelden öğretilmelidir. Böylece ilerleyen yıllarda şikayet edeceği ebeveynler yerine gurur duyacağı bir geçmişi olacaktır. Fakat görülen o ki günümüzde her ne kadar ebeveynler geçmişe göre daha bilinçli olsalar bile hala at yarışı gibi çocuk yetiştirmeye devam edilmektedir. Komşu çocukları ile kıyaslama, yoğun sınav temposu, eğitimde artan rekabet, iş ve yaşam kaygısı vb. durumlar ailelerin bu düşüncesini tetikleyen en büyük unsurlardır. Çocuk henüz birey olmadan sınav denizinde yüzmeyi öğrenmeye başladığı bir sistemde anne babalar da okulları hipodrom olarak görmeye devam etmektedir. Kendi hedeflerine ulaşmak için çalışması gereken bireyler ailelerinin hedeflerine koştukları için zamanla kendini ve hedeflerini de unutmaktadır. Adeta aynı bedende farklı kişilerin yaşadığı bir canlı ortaya çıkmaktadır. Hayatta sevdiği işi yapmayan bir kişinin çevresini de sevmesini bekleyemezsiniz. Unutmayalım ki içinde fırtınalar kopanlar, bahardan bihaberdir.
Dünyadaki en değerli varlığınızın hata yapmasına, hayatı yaşayarak tanımasına izin verin. Yoksa seyirci koltuğunda hayatı yaşayan bireyler sanal dünyaların girdabında maalesef boğulmaya, kaybolmaya yüz tutacaktır. İnsan olarak dünyaya gelen yavrularımız zamanla makineden ibaret bir robota dönüşecektir. Bırakalım acıyı da tatlıyı da kendileri yaşasın, öğrensin. Hata yapmak kalıcı öğrenmenin en büyük kaynağıdır, tabi ders almasını bilenler için. Unutmayalım ki denize girmeden yüzme öğrenilmez. Okul ödevlerini çocuğu adına yapmayı marifet sanan ebeveynler, gün gelince ne büyük hata yaptığını fark edecek ama iş işten çoktan geçmiş olacaktır. Çünkü belli bir yaşa gelmiş fakat her işini anne babasına yaptırmaya alışmış bireyler taşın altına elini koymaktan çekinecek, en küçük hatalarla yüzleştiğinde ise tüm yaşam umutları buhar olup uçacaktır. Okulların açıldığı bu süreçte beygirlerin sahaya indiği bir dönem yaşıyoruz. Umarız ki bundan sonra genç beyinleri beygir gibi görmekten uzak, onların her şeyden önce birer insan olduğunu hatırlar ve bundan sonrada öyle davranırız. Eğitimin başlangıcından sonuna kadar en büyük görev ailelere düşmektedir. Okullar elbette önemli fakat okuldaki eğitim sistemini bir aile olarak ne kadar değiştirebilirsiniz ki? Ama aile olarak kendinizi değiştirip, geliştirebilirsiniz. Hayatta değiştirebileceğiniz şeyler için enerji harcayın, değiştiremeyeceğiniz şeyler için enerji ve zaman kaybetmeyin. Değişime de önce kendinizden, ailenizden başlayarak farklı bir eğitim dönemi olmasını sağlayın. Çocuğunuzun ne yapması gerektiği konusunda kendi tercihlerini gün ışığıyla buluşturmasına imkan tanıyın. Göreceksiniz ki hayat daha güzel, çocuğunuz daha mutlu olacaktır. Onu yola siz koymayın, sadece yolda kalmasını sağlayın yeter. O en doğru yolunu zaten bulacaktır. Unutmayalım ki nitelikli eğitimin teminatı en az okul kadar, hatta bazen daha fazla ailede gizlidir. Körpecik fidanları asla baltalamayalım. Mutlu olmayan bir insan başarıdan da o kadar uzak olacaktır. Güzel bir eğitim dönemi olması dileğiyle…