Mart ayında majör merkez bankaları nasıl bir yol izler diye meraklanırken, ayın ilk haftalarında ABD’de Silikon Vadisi Bankası (Silicon Valley Bank) iflasıyla karşı karşıya kaldık. Sadece bununla kalmadı, birkaç banka haberi daha ve sonra gözler İsviçre’ye çevrildi. UBS, Credit Suisse bankasını satın aldı. Neler oldu diye detaylandırmak istemiyorum. Mart ayı boyunca bol bol bu konuları ve hangi bankaların başına geldiğini ele aldık.
Asıl bundan sonrası önemli. ABD Hazine Bakanı J. Yellen, bankalardaki tüm mevduatları sigortalamayı düşünmediklerini belirtti. Aslında küçük bankalarla ilgili hâlâ riskler sürüyor. Yazıyı kaleme aldığım süreçte henüz yeni bir gelişme olmadı.
Ancak olmayacağı anlamına ne yazık ki gelmiyor. Bu konunun hassasiyetini koruduğunu bu nedenle nisan ayı içerisinde de bu haber akışlarıyla ilgili dikkatli olunması gerektiğini düşünüyorum. Küresel borsalarda risk iştahı zaten çok güçlü değil. Jeopolitik riskler, enflasyonda hala hedeften uzak seviyeler, merkez bankalarının para politikalarında sıkılaşmaya devam etmeleri, şimdide bankalarla ilgili olası senaryolar derken işler pek iç açıcı görünmüyor.
Mart ayında, FED toplantısı oldukça önemliydi. Piyasaya 2023 yılında faiz indirim beklentisinin gerçekçi olmadığı mesajını verdi. Enflasyon için hâlâ hedefe yaklaşması için zamanın olduğu belirtilirken, faiz artış hızının yavaşlayacağına dair de bir algıya yol açtı. FED sonrası piyasalar bu sene için FED’den her toplantıda bir aksiyon beklemediklerini de belirtmeye başlarken, bunu da dolara olan talebin zayıflamasından da anlamaya başladık.
FED Başkanı, toplantı günü ABD’de iflas eden bankalar içinse kötü yönetildiğinin altını çizdi. Bankacılık sektörünün güçlü olduğunu ve şimdilik ciddi bir risk görülmediğine değinirken, yaşanan bu gelişmeler nedeniyle kendi politikalarına erkenden şekil vermenin doğru olmadığını belirtti. Aslında ABD ve Avrupa’daki merkez bankaları başkanlarından beklenen mesajlar olduğunu düşünüyorum. Sonuçta geçmiş yıllarda yaşanan bankacılık krizini yeniden mi yaşayacağız endişesi, piyasaları sarmıştı. Bu endişeleri ise hükümet ve merkez bankası başkanlarının vereceği mesajlar değiştirebilirdi.
Bu nedenle FED Başkanı Powell ve Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde’ın Mart ayında yaşanan gelişmeler karşısında piyasalara verdikleri mesajların doğru olduğunu düşünüyorum. ABD Başkanı Biden ise bundan sonra bankaların daha sıkı bir şekilde denetime tabi tutulacağını belirtti. Bankalara yapılan stres testleri oldukça önemli bir şey. Bundan sonraki süreç için stres testlerinin daha sık bir şekilde yapılmasının ve denetimlerin arttırılmasıyla, geçmişteki benzer krizlerin önüne geçilebilir. Yazımın başında da dediğim gibi, hala bir risk var. Özellikle küçük ölçekli bankalardan yeni haberler gelebilir.
Yellen, her bankanın tüm mevduatlarını sigortalamayız demesi pek olumlu değil. Bankada parası olanlar, bu açıklama sonrası bu risk karşısında bankalardan paralarını çekmek isteyebilirler. Bu da yeni krizlerin başlangıcı olabilir. Yeni bir banka iflası, yeniden endişelerin artmasına ve borsalarda satışların yaşanmasına neden olabilir. Küreselde yaşanan bu gelişmelerin içeriye bir yansıması şimdilik çok etkili olmadı.
Sadece, Mart ayı içerisinde zaman zaman banka hisselerinde satışların yaşanmasına neden oldu ama kısa solukluydu. ABD ve Avrupa’da görülen banka krizleri, Nisan ayında genele yayılmadığı sürece, borsalarda güçlü bir etkisinin olmasını beklemeyiz. Piyasadaki diğer hikayelerle, borsalarda fiyatlamalar sürecektir. Nisan ayında, Borsa İstanbul’da iki başlık gündemde olabilir. Seçim ile ilgili haberler ve 1. çeyrek finansallarına yönelik beklentiler olarak değerlendiriyorum. Borsada 5000 puan üzerinde tutunma çabasını sürdürüyor ancak belirsizlikler karşısında baskı da mevcut. Bu da çok güçlü yükselişlerin önüne geçmekte.
Nisan ayında volatilitenin devam etmesini bekleyebiliriz. Hisse ve sektör bazlı ayrışmalar devam edebilir. Borsada kısa vadede yatırım yaparken çok dikkatli olunmalı. Orta ve uzun vade yatırımcıları ise şirketlerin hikayelerini öğrenerek hareket etmeliler. Sonuçta, Borsa için her zaman bir fırsat vardır.