Türkiye’de 14 Mayıs seçim günü. Borsa İstanbul için Mayıs hareketli bir ay olacağa benziyor. Yurtdışında ABD Merkez Bankası (FED) ile Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) faiz kararları resesyonun yeniden gündeme geldiği süreçte piyasaların yakından takip ettiği gelişmeler.
Mayıs, içeride ve dışarıda izlenecek önemli gelişmelerin olduğu bir ay olarak görülüyor. 14 Mayıs günü Türkiye’nin seçim günü. Borsa İstanbul için Mayıs’ın hareketli geçmesi bekleniyor. Dışarıda ise gözler merkez bankalarının faiz kararlarında olacak. 2-3 Mayıs ABD Merkez Bankası (FED) ve 4 Mayıs’ta Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) faiz kararları takip edilecek. FED için beklentiler 25 baz puanlık faiz artışına gitmesi yönünde bulunuyor. FED üyelerinden gelen sinyaller son dönemde piyasaların kafasını karıştırdı. Şahin bir FED üyesi, resesyonun abartıldığı ve faiz artışlarının devam edilmesi yönünde açıklamalarda bulundu.
Bir diğer FED üyesi ise bir faiz artışı sonrasında faizlerin uzun bir süre sabit bırakılması gerektiğini savundu. Piyasalar, bu sene için yılın kalanında FED’in ne yapacağına dair bir beklentide bulunmakta zorlanıyor. Mayıs toplantısından sonra FED için yılın kalanında 5 toplantısı daha olacak. Bu toplantılara yönelik faiz artış ihtimalleri zayıflamaya başladı. Hatta bazı yabancı analistler, FED’den faiz indirimi gelirse şaşırmayacaklarını bile belirtiyorlar. Bazı FED üyeleri ise faiz artışlarını savunan açıklamalarına da devam ediyor. Bu kaos, piyasaların net bir yorum getirmesini zorlaştırıyor.
BELİRSİZLİK DAĞILIR MI?
3 Mayıs günü FED’in faiz kararı, karar metnindeki tonlama ve FED Başkanı Jerome Powell’ın konuşması, bu belirsizliğin dağılmasını sağlayabilir. Küresel piyasalar, 3 Mayıs günü FED’in sinyalleri doğrultusunda hareketlenebilir. Avrupa Merkez Bankası (AMB) ise FED toplantısını görmüş olacak. AMB için Mayıs ayı toplantısında beklentiler 25 baz puan olarak görülüyor. Piyasalar bu ihtimali yüzde 100 olarak görüyor.
AMB cephesinden de kafa karıştırıcı mesajlar geliyor. Geçen sene, Temmuz ayından bu yana para politikasında sıkılaşan AMB için FED kadar erken faiz artışına son verilmesi beklenmedi. Ancak Mayıs ayı toplantısı sonrası bu ihtimaller değişmeye başladı çünkü bazı üyeler belirsizliğe yol açtı. Bir AMB üyesi, yapılan faiz artışlarının etkisini önümüzdeki dönemde görebileceklerini ve patikanın büyük bölümünün tamamlandığını belirtti. Bir başka AMB üyesi ise 50 baz puanlık faiz artış ihtimallerinin hala masada olduğunu söyledi.
Bu da, piyasaları ikilemde bıraktığı için Mayıs sonrasında AMB’nin de nasıl bir yol izleyeceği merak konusu. Mayıs ayı toplantılarında hem Amerika hem Avrupa merkez bankalarının vereceği mesajlar, piyasaların seyri için önemli olacaktır. Aynı zamanda, 2023 yılının kalanı için beklentileri de etkileyecektir.
RESESYON KORKUSU
Merkez bankalarının kararları ön plana çıkarken, resesyon korkusunun da geri döndüğünü gözlemliyoruz. Nisan ortası itibariyle küresel piyasalarda resesyon endişeleri fiyatlara yeniden yansıtıldı. Dünya Bankası, küresel ekonomik büyüme tahminini yukarı yönde.
Uluslararası Para Fonu (IMF) ise aşağı yönlü revize etti. Bank Of America (BOFA), ABD ekonomisi için sinyallerin resesyonu işaret ettiğini belirtti. Resesyon endişelerinin artması da piyasaları rahatsız ettiği için borsalar yükselmekte zorlanıyor. Yabancı kurumlar, resesyonla ilgili senaryolarını yazmaya başladı. Raporlarda genelde ABD ekonomisi için bir resesyon beklentisi hakim. FED’in politikası, iş gücü piyasası, kredi sıkışıklığı, konut fiyatları ve enflasyon gibi başlıklara yer veriliyor. Bu nedenle FED için yılın kalanında şahin bir ton beklentisi düşük. Resesyon senaryolarının gerçekleşmeye başlaması, piyasalardaki görünümü daha da bozabilir.
ALTININ SEYRİ FED’E BAĞLI
Resesyon endişeleri, merkez bankalarının adımları derken emtialar üzerinde baskı sürüyor. Nisan ayında, ons altında 2000 dolar seviyesinin üzeri yeniden görüldü. Ancak bu seviyenin üzerinde kalıcı bir alan oluşturamadığı için yeniden 2000 dolar seviyesinin altına doğru bir geri çekilme yaşandı. Ons altının FED toplantısını beklediğini düşünüyorum. Altın, FED toplantısı sonrasında gelecek sinyaller doğrultusunda yönünü belirmeye başlayabilir.
FED kaynaklı piyasada güçlü bir dolar bulunmuyor. Bu da, ons altının geri çekilmesini zorlaştırıyor. FED, faiz artış döngüsünün sonuna geldiğinin algısını verirse ve doları yükseltmezse, ons altın için olumlu bir dönem beklenebilir. Teknik olarak, 2000 dolar seviyesinin üzerinde kapanışlar görülmedikçe yükselişinde kalıcı bir görünüm oluşturmasını beklemeyebiliriz. Geri çekilmelerde ise kırılım noktası 1950 dolar olarak görülüyor. Bu destek altı kapanışların altında ise satışların güçlenmesine yol açabilir.