Türkiye’nin büyüme görünümü açısından ihracat ve ithalatın aynı anda geriliyor olması daraltıcı bir etkiye sahip. OVP’de büyüme beklentisi yüzde 4’ten yüzde 3’e çekildi.
2015 yılı boyunca ortalama olarak 3 ila 4 milyar dolar civarlarında seyreden cari açığın Ağustos ayında oldukça büyük bir sapma göstererek 163 milyon dolar seviyesine gerilemesi dikkat çekiyor. Cari açık rakamlarını daha iyi anlayabilmek için içindeki ayrıntıları niteliksel olarak iyi okumak gerekiyor. Bilindiği gibi; cari açığımızın ana kompozisyonunu dış ticaret açığı oluşturuyor. Cari işlemler hesabı içerisinde yer alan ihracat ve ithalat rakamlarına baktığımız zaman ise, hem aylık Ağustos rakamlarında, hem de Ocak – Ağustos dönemi kıyaslamasında ciddi azalma görülüyor.
İhracat rakamlarındaki geri çekilme konusunda dışsal faktörlerde olumlu değişimler görmediğimiz sürece, dışarıya mal satmak konusunda sıkıntılar yaşayacağımızı söyleme gerekiyor. Nitekim ana ihracat pazarımız olan Avrupa’da son dönemde görülen eğilim, bu bölgedeki ekonomik iyileşmenin belki de beklenenden daha uzun süreye yayılabileceğini gösteriyor. Son açıklanan Almanya ZEW endekslerindeki durum böyle bir sıkıntı yaşanabileceğine işaret ediyor.
İthalata ayrı bir parantez açmak gerekli. Çünkü bu kalemde açıklanan rakamlar dış ticaret açığındaki gerilemenin ana nedeni olarak görülmekle beraber; Türkiye’nin mevcut yapısal durumu ithalatı gerekli kıldığı için büyüme açısından olumlu değil. İthalattaki azalma, ancak ithal ettiğimiz malları kendimiz ürettiğimiz zaman olumlu olarak değerlendirilebilir, oysa ki temel hikaye Türkiye’nin ithal girdi bağımlılığı. Türkiye’nin ithalat kompozisyonundaki ara malı ve hammaddenin oranı düşürülemediği ve yerli üretimle kompanse edilemediği sürece, Türkiye’nin cari açığının 3 – 4 milyar dolar gibi seviyelerde kalması gerekecek. Çünkü konjonktürel olarak petrol ve emtia fiyatlarının yansımasının etkileri cari işlemler hesabını belli bir noktaya getirmekle beraber, sürekli olarak artıda kalacak bir cari işlemler hesabı belirttiğimiz kompozisyon değişikliği ile olur.
OVP’de büyüme yüzde 3’e çekildi
Diğer kalemler incelendiğinde, finans hesabında Ağustos ayında pozitif yönde değişim olduğu görülüyor. Doğrudan yatırımlarda olumlu trend devam ediyor. Öte yandan net hata noksan kalemindeki değişim dikkat çekiyor. Çünkü Temmuz ayında sadece 391 milyon dolar net hata noksandan para girişi olduğu görülürken, Ağustos ayında bu rakam 1,43 milyar dolar para girişi olarak gerçekleşti. Görünen o ki, sürdürülebilir bir cari açık iyileşmesi mevcut şartlarda görünmüyor. Türkiye’nin büyüme görünümü açısından ihracat ve ithalatın aynı anda geriliyor olması daraltıcı bir etkiye sahip. Son açıklanan OVP’de büyüme beklentisi yüzde 4’ten yüzde 3’e çekildi. İlk iki çeyrekte açıklanan veriler itibarıyla da Türkiye ekonomisinin yüzde 2,5 – 3 bandında büyümesi ihtimali son derece güçlü.
2015 yılı boyunca ortalama olarak 3 ila 4 milyar dolar civarlarında seyreden cari açığın Ağustos ayında oldukça büyük bir sapma göstererek 163 milyon dolar seviyesine gerilemesi dikkat çekiyor. Cari açık rakamlarını daha iyi anlayabilmek için içindeki ayrıntıları niteliksel olarak iyi okumak gerekiyor. Bilindiği gibi; cari açığımızın ana kompozisyonunu dış ticaret açığı oluşturuyor. Cari işlemler hesabı içerisinde yer alan ihracat ve ithalat rakamlarına baktığımız zaman ise, hem aylık Ağustos rakamlarında, hem de Ocak – Ağustos dönemi kıyaslamasında ciddi azalma görülüyor.
İhracat rakamlarındaki geri çekilme konusunda dışsal faktörlerde olumlu değişimler görmediğimiz sürece, dışarıya mal satmak konusunda sıkıntılar yaşayacağımızı söyleme gerekiyor. Nitekim ana ihracat pazarımız olan Avrupa’da son dönemde görülen eğilim, bu bölgedeki ekonomik iyileşmenin belki de beklenenden daha uzun süreye yayılabileceğini gösteriyor. Son açıklanan Almanya ZEW endekslerindeki durum böyle bir sıkıntı yaşanabileceğine işaret ediyor.
İthalata ayrı bir parantez açmak gerekli. Çünkü bu kalemde açıklanan rakamlar dış ticaret açığındaki gerilemenin ana nedeni olarak görülmekle beraber; Türkiye’nin mevcut yapısal durumu ithalatı gerekli kıldığı için büyüme açısından olumlu değil. İthalattaki azalma, ancak ithal ettiğimiz malları kendimiz ürettiğimiz zaman olumlu olarak değerlendirilebilir, oysa ki temel hikaye Türkiye’nin ithal girdi bağımlılığı. Türkiye’nin ithalat kompozisyonundaki ara malı ve hammaddenin oranı düşürülemediği ve yerli üretimle kompanse edilemediği sürece, Türkiye’nin cari açığının 3 – 4 milyar dolar gibi seviyelerde kalması gerekecek. Çünkü konjonktürel olarak petrol ve emtia fiyatlarının yansımasının etkileri cari işlemler hesabını belli bir noktaya getirmekle beraber, sürekli olarak artıda kalacak bir cari işlemler hesabı belirttiğimiz kompozisyon değişikliği ile olur.
OVP’de büyüme yüzde 3’e çekildi
Diğer kalemler incelendiğinde, finans hesabında Ağustos ayında pozitif yönde değişim olduğu görülüyor. Doğrudan yatırımlarda olumlu trend devam ediyor. Öte yandan net hata noksan kalemindeki değişim dikkat çekiyor. Çünkü Temmuz ayında sadece 391 milyon dolar net hata noksandan para girişi olduğu görülürken, Ağustos ayında bu rakam 1,43 milyar dolar para girişi olarak gerçekleşti. Görünen o ki, sürdürülebilir bir cari açık iyileşmesi mevcut şartlarda görünmüyor. Türkiye’nin büyüme görünümü açısından ihracat ve ithalatın aynı anda geriliyor olması daraltıcı bir etkiye sahip. Son açıklanan OVP’de büyüme beklentisi yüzde 4’ten yüzde 3’e çekildi. İlk iki çeyrekte açıklanan veriler itibarıyla da Türkiye ekonomisinin yüzde 2,5 – 3 bandında büyümesi ihtimali son derece güçlü.