İnançlarıyla muhafazakar, icraatlarıyla devrimci lider... Atatürk’ün, hayallerini CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan gerçekleştirdi.

Türkiye, son iki hafta içinde 28 Mayıs ve öncesinde 14 Mayıs’ta bütün dünyaya örnek teşkil edecek olan iki seçim yaşadı. Katılım oranın yüzde 80’lerin üzerinde gerçekleştiği seçimler bir demokrasi şölenine dönüştü. 14  Mayıs milletvekili seçimlerinde Cumhur İttifakı 323 milletvekili ile parlamentoda çoğunluğu elde etti. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda netice alınamayınca, 28 Mayıs’ta ikinci tura gidildi. Yine büyük bir demokratik olgunluk ve katılımla seçmenler sandıklara gitti oylarını kullandı. Cumhurbaşkanlığı seçimini Recep Tayyip Erdoğan, rakibi Kemal Kılıçdaroğlu’na önemli bir fark atarak kazandı. Erdoğan, oyların yüzde 52,18’ini, Kılıçdaroğlu ise 47,82’sini aldı. Erdoğan, ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde ardı ardına iki kez seçim kazanan Cumhurbaşkanı oldu. 12. ve ardından 13. Cumhurbaşkanı olarak Türk siyasi tarihine adını yazdırdı. 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini kazanarak “Liderlik Maratonunu” başlatan Erdoğan, bugüne kadar ardı ardına her girdiği seçimden zaferle çıkan dünyadaki tek lider konumunda.

Erdoğan, son 21 yıllık süre zarfında hayata geçirdiği reformlar ve icraatlar ile Türkiye’yi küresel bir güç haline getirdi. Güçlü liderlik ve yönetimlerin ülkemizin kalkınmasında çok önemli rol oynadığına inanıyorum. Karar veren ve uygulayan güçlü liderler dönemi Türkiye’nin büyüdüğü ve dünyada itibarının arttığı dönemler oldu. Mustafa Kemal Atatürk’ün güçlü liderliği sayesinde Türkiye Cumhuriyeti kuruldu ve milletimiz yedi düvele karşı bağımsızlık mücadelesini kazandı.

Adnan Menderes’in gösterdiği güçlü siyasi liderlik döneminde, CHP’nin tek parti hegemonyasına son verildi. Menderes,  Türkiye’de 10 yılda büyük bir kalkınma hamlesi başlattı, alt yapı yatırımları yapıldı. Türk demokrasisi bu dönemde gelişme gösterdi.  Turgut Özal’ın, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde ülkemiz ekonomisi dış dünyaya açıldı ve ihracatın fitili ateşlendi.

Recep Tayyip Erdoğan ise Türkiye’yi dünyada daha güçlü bir konuma getiren lider oldu. Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye, üreten, sanayileşen ve dünya pazarlarına hızla açılan, kendi milli markalarını ihraç eden bir ülke konumuna geldi. Türkiye’nin dört bir yanı otoyollarıyla donatıldı. Her vilayette üniversite kuruldu,  havalimanı yapıldı. İstanbul’a üçüncü havalimanı, üçüncü köprü, Marmaray, Avrasya Tüneli, hızlı tren projelerine Erdoğan imza attı. Savunma sanayiinde dışa bağımlılığımız süratle azaltıldı. Yerli ve milli üretim yüzde 80’lerin üzerine taşındı. Milli uydumuz, tankımız, savaş uçağımız, savaş gemimiz, İHA, SİHA, insansız savaş uçağı Kızılelma O’nun döneminde hayata geçirildi. Türkiye, savunma sanayiinde dünyanın gıpta ile izlediği ülke haline geldi.  Ekonomide pek çok reformu gerçekleştiren Erdoğan ile Türkiye, en hızlı büyüyen ülkeler arasına girmeyi başardı ve G-20’de yer aldı. Recep Tayyip Erdoğan, 22 milyar dolar borcu ödeyerek Türkiye’yi, IMF boyun eğmekten kurtardı ve ülkemizi bu kuruma 5 milyar dolar borç verir hale getirdi. İhracatımız Erdoğan döneminde 8 kat artış gösterdi.     30-35 milyar dolardan, 250 milyar doların üzerine çıktı.

100 yıllık Cumhuriyet tarihimizde yapılan yatırımların toplamından beş on kat fazlası bu son 21 yılda hayata geçirildi. Küresel Covid salgınında, Türkiye sağlık sistemleriyle, Erdoğan’ın hayata geçirdiği şehir hastaneleriyle dünyada örnek ülke oldu. Ülkemizde 6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli ve 11 ilimizi etkileyen asrın depreminin yaraları yine Erdoğan’ın liderliği sayesinde sarıldı. Karadeniz’de maddi değeri trilyon doları bulan doğalgaz keşfedildi. Terörün çökertildiği Gabar’da açılan kuyulardan petrol fışkırmaya başladı. Ülkemizin başına 40 yıldan fazladır bela edilen PKK ve diğer ayrılıkçı terör örgütleri çökertildi. Amerika’nın verdiği destekle, Suriye’nin kuzeyinde, ülkemiz sınırlarında  bölücü örgütün bir devlet kurmasının önüne geçildi.

CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ

Türk siyasi hayatı ve yönetim şeklinde ise devrim niteliğinde gelişmeler yaşandı. Recep Tayyip Erdoğan, “Muhafazakar Devrimci” kimliğiyle sistemi değiştirdi. Devlet kurumlarıyla, milleti kaynaştırdı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini, başka bir deyimle “Başkanlık” sistemini devlet yönetimi olarak kabul ettirdi. Rahmetli Turgut Özal dahil geçmişte bir çok liderin arzu edip de hayata geçiremediği bu güçlü liderlik ve yönetim sistemini Erdoğan hayata geçirdi. Hem de bunu gayet demokratik bir şekilde ve milletin iradesiyle başardı. Devlet içinde kendini “devlet gibi gören”, darbeler yapıp, muhtıralar veren kurumların başındaki kişiler  adalete hesap verdiler. Bu kurumlar şimdi hukuk kuralları çerçevesinde asli görevlerini yapmaya başladılar ve devletin yeni yönetim anlayışını benimsediler.

MUHAFAZAKAR DEVRİMCİ LİDER
Recep Tayyip Erdoğan, 12 sene Başbakanlık yaptıktan sonra 12. Cumhurbaşkanı olarak Çankaya Köşkü'ne çıktı. Aktif siyasete 1970'lerin ortasında başlayan Erdoğan, güçlü hitabet yeteneği, mücadeleci kişiliği ve karizmatik yapısıyla Türkiye'de olduğu kadar dünyada da farklı bir lider portresi çizdi. Bu portreyi “Muhafazakar Devrimci” diye tanımlamak gerekiyor.
Erdoğan, kendi abdestinden emin olan, inanan, inandığını samimi olarak yaşayan bir karakter ve aynı zamanda tabuları yıkan, icraatlarıyla herkesi şaşırtan bir devrimci kimliğini taşıyor. Erdoğan muhafazakarların devrimci sesi oldu. Muhafazakarlık ve devrimcilik kimliklerini bir kalbe sığdırdı. Muhafazakarların köşesine çekilen kitleler olmadığını gösterdi.

Erdoğan, statükoya savaş açtı. Milleti, devletin üzerinde gördü. Şeyh Edabalı’nın, Osmangazi’ye “İnsanı yaşat ki; devlet yaşasın” vasiyetini, siyasette ilke edindi. Biz devrimciyiz diyen CHP’nin ve onun son dönemdeki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, CHP’li İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer büyük şehir belediye başkanlarının yapamadığı devrimleri yaptı. 100 yıllık Cumhuriyet tarihimizde yapılan yatırımların çok daha fazlasını 21 yıllık döneminde Erdoğan hayata geçirdi. Atatürk’ün, hayallerini CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan gerçekleştirdi.

Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyet tarihinde halkın üst üste iki kez seçtiği ilk Cumhurbaşkanı olmayı başaran bir lider… Dünyada büyük lider kolay yetişmiyor. Erdoğan, ”Dünya 5’ten büyüktür”  diyerek mazlum milletlerin de sesi oldu. O’nun liderliğini bütün dünya ülkeleri kabul ediyor.

Türk Milleti, Erdoğan’ı neden bağrına basıyor, neden seviyor? Çünkü milletimiz O’nun samimi olduğunu ve ömrünü Türkiye’ye adadığını çok iyi anlıyor. Bunu anlamayanlar ise  girdiği her seçimi Erdoğan karşısında kaybediyor.

“Ben hesap uzmanıyım” diyen Kılıçdaroğlu’nun, 15 yıldır bütün hesapları şaştı. Siyasi ligde en çok yenilgi alan lider olarak tarihe geçti. Erdoğan karşısında seçimi kaybeden, CHP’yi Atatürk’ün partisi olmaktan uzaklaştıran Kılıçdaroğlu’nun, CHP Genel Başkanlığı da artık partisi tarafından sorgulanacak ve o koltukta kalması mümkün olmayacak gibi gözüküyor. Kılçdaroğlu ile birlikte hareket eden Meral Akşener ve diğerlerinin siyasi akıbetleri de yine partileri tarafından sorgulanacaktır.  

Erdoğan ile birlikte artık yeni bir dönem başlıyor. Bu dönemin adı: Türkiye Yüzyılı… Türk devletine ve milletimize hayırlı uğurlu olsun.