17 Aralık’ta başlatılan “Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu” umutla girmeye hazırlandığımız 2014 yılına gölge düşürdü. Siyasi arenada fillerin iktidar savaşında zarar gören ülkemiz oldu. İçeride ve dışarıda Türkiye’nin gelişmesini çekemeyenlerin ekmeğine yağ sürüldü. Buna sebep olanlar şimdi oturup düşünsünler!.. Suçu uluslararası güçlerde aramanın bir anlamı da yok çünkü; düşmanlıkta biz bize yeteriz. Evlatları kendi babalarının başlarını yediler. Üç Bakan oğulları yüzünden istifa etmek zorunda kaldılar. Babalar dişi ile tırnağı ile bir yere gelirken, yokluk -  fukaralık yüzü görmemiş evlatları ise daha fazla dünyalıkları için hırslarına mağlup oldular. Babaları ise bu hırsa engel olamadı. Müslüman günümüzde "parayla imtihandan" geçiyor. Özellikle paralı cahil Müslümanlar... Allah kimseyi para, şan şöhret, makam hırsına kapılıp da yoldan çıkanlardan eylemesin!..

Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, Almanya’yı gezip dönüyor. Arkadaşları soruyorlar: “Üstad Almanya nasıl bir ülke?” Kısaca anlatayım diyor Mehmet Akif: “İşleri dinimiz gibi, dinleri işimiz gibi…” Yani işlerinde o kadar dürüstler ki; dinimizin emrettiği gibi... Dinleri de bozulmuş, bizim işimize benziyor... 

Almanya, 2. Dünya Savaşı’nda taş üstünde taş bırakılmayan bir ülkeydi, bugün ise dünyanın dördüncü büyük ekonomisi... Japonya da Almanya gibi, 2. Dünya Savaşı’nın acılarını en derinden yaşamış bir ülke... Ama bugün Japonya dünyanın üçüncü büyük ekonomisi konumunda. Her iki ülke de bu seviyeye nasıl geldi? Cevabı: Güçlü, adil ve dürüst bir yönetim ve o yönetime inanan bir millet sayesinde. Almanya ve Japonya Müslüman bir ülke değil ama İslam dininin emrettiğini hayatlarına tatbik ederek büyüdüler.

Nedir İslam’ın emrettiği şey? El cevap: Çalma, çırpma, yolsuzluk yapma, rüşvet verme, rüşvet yeme, hırsızlık yapma. Devleti yönetiyorsan; Hz. Ömer gibi adil ve dürüst ol, çoluğunu çocuğunu devlet işine bulaştırma!..

DUALAR VE BEDDUALAR

MARMARAY’a binip kronometreyi tuttum. Sirkeci-Üsküdar arası 3 dakika sürdü; Bir rüya gibiydi… Almanya, Fransa, ABD ve Japonya’da 20 yıl önce gördüğüm hızlı trenler ve metrolar gibi modern toplu taşımacılık ve ulaşım ağları bir gün bizim ülkemizde de gerçekleşir mi diye hep hayalini kurmuştum. Üsküdar Altunizade’de ikamet ediyorum. İş yerim ise Florya Beşyol’da. 12 yıldan bu yana her gün 30 kilometre gidiş, 30 kilometre dönüş olmak üzere 60 kilometre yol kat ettim. Bu yol ve bu trafik çilesi bedenimize, ruhumuza ve ülke ekonomisine zarar verdi. Zamanı israf ettik, yakıtı israf ettik ve geleceğimizi israf ettik. Ta ki; Marmaray devreye girene kadar. Sultan II. Abdülhamid tarafından projelendirilen bir büyük hayalin 153 yıl sonra 29 Ekim 2013 tarihinde gerçeğe dönüştürülmesi Erdoğan Hükümeti’ne nasip oldu.

Asrın projesini Türkiye’ye kazandıranlara dua ettim. Bugün Marmaray’dan dua edenler de geçiyor, bu eseri ülkemize kazandıranlara beddua edenler ve onlara amin diyenler de... Bu beddua edenler ve bedduaya amin diyenler 2 yıl sonra tamamlanacak olan 3. Boğaz Köprüsü’nden de geçecekler. Ancak “Sırat Köprüsü”nden geçebilecekler mi bilemiyorum. 

2014’TE PİYASALARI NELER BEKLİYOR?
Amerikan Merkez Bankası FED’in tahvil alımında azaltma kararı alması Türkiye gibi gelişmekte olan ülke piyasalarını olumsuz etkiledi. FED’in kararının arkasından, rüşvet ve yolsuzluk operasyonu ile başlayan süreç Türkiye piyasalarına ikinci bir darbe vurdu. Bakanların istifasıyla başlayan gelişmeler borsalardaki düşüşü tetikledi, dolar TL karşısında zirve yaptı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın açıklamasına göre 17-27 Aralık tarihleri arasında 10 günde borsadaki şirketlerinin değer kaybı 49.3 milyar dolar oldu. Siyasette istikrarın bozulması, hükümete olan güvenin azalması yönündeki algılamaların oluşmasıyla piyasalar daha da kötüye gidebilir. Başbakan’a ve Hükümete düşen görev bu algılamayı kırmaktır.

2014’te piyasaları neler bekliyor? Bu sorunun cevabını ekonomistlere sorduk. Ekovitrin’de yayınlanan analizleriyle tanıdığınız Dr. Veyis Fertegligil, Tuğba Özay, Serdar Şenol ve Yeliz Karabulut gibi piyasa uzmanlarının 2014 öngörüleri Ocak sayımızda yer alıyor. Haber Editörümüz Köksal Bayramoğlu’nun hazırladığı dosya, 2014’te piyasaların gidişatının nasıl olacağı sorusuna ışık tutacak nitelikte.

Ekovitrin, ekonominin lokomotif sektörlerinden İnşaat ve konut sektörünün geleceğini de mercek altına aldı. Ekovitrin yazarı ve gayrimenkul sektörü uzmanı Kürşat Tuncel, 2014 yılında konut piyasasındaki beklentileri analiz ediyor. Tuncel, 2014’te konut sektörünün yine yabancı alıcılara bel bağlayacağını ve iç talebin daralacağını öngörüyor. Sektörün önde gelen aktörlerinin görüşleri ve projeleri de Ocak sayımızda yer alıyor.

Seçim atmosferine giren Türkiye’de piyasaların dalgalı bir seyir izleyeceğini düşünüyorum. Umarım dalgaların boyutları çok büyük olmaz. 2014’ün ülkemiz ve insanlık için barış, huzur ve bereketli bir yıl olmasını temenni ederim.

Saygılarımla.