Gübre Sektör Politika Belgesi 2018-2022, Türkiye gıda ve tarım politikalarının belirlenmesi ve uygulanması kapsamında; sektörün mevcut durumunun, sorun alanlarının ve gelecek eğilimlerinin ortaya konması ve 2018- 2022 döneminde izlenecek politikaların belirlenmesi amacıyla hazırlanmıştır.

Yönetici özetinden derlediğim şu kısa özetin günümüzde artan gübre fiyatlarının anlaşılması bakımından önemli bilgiler vereceğini umuyorum.

Gübre Sektörünün Genel Durumu

Dünya gübre üretimi, hammadde kaynaklarına ve tüketim bölgelerine göre şekillenmiştir. Çin, Hindistan, Rusya, ABD ve Kanada gibi geniş tarım arazisi ve yoğun nüfusa sahip ülkelerin önemli üretim kapasitesi bulunmaktadır. Türkiye’de ise sektörün genel durumu dikkate alındığında, yıllara göre artış eğiliminde olan üretimin tüketimi karşılayamadığı ve ihtiyacın ithalat yoluyla karşılandığı hususu dikkat çekmektedir. 2017 yılında 3,8 milyon ton olan üretimin %45’ini amonyum nitrat (%26 N), 20-20-0 ve 20-20-0+Zn’li gübreler oluşturmaktadır. Gübre ihracatı ham madde fiyatlarına, iç piyasa koşullarına ve uluslararası gübre fiyatlarına göre değişim göstermekle birlikte üretimin yaklaşık %10’undan azdır. 2017 yılında Türkiye genelinde toplam ihracat yaklaşık 602 bin tondur. Türkiye’de gübre ihracatı diğer ülkelere göre düşüktür. Bunun da en önemli nedenleri arasında, iç pazara yönelik ürün üretilmesi, hammadde kaynağı bakımından dışa bağımlı olunması, üretim maliyetlerinin yüksekliği ve özellikle de azotlu gübrelerde ihracatçı ülkelerle rekabet edebilme şansının bulunmamasıdır. Türkiye’de hammadde kaynakları bulunmadığından kimyasal gübre sektörü %90’ın üzerinde dışa bağımlıdır. 2017 yılında 6,3 milyon ton olan kimyasal gübre tüketiminin %85`i (5,4 milyon ton) ithal edilmiştir. İthalatın yaklaşık %74’ünü 3102 GTİP grubundaki azotlu gübreler oluşturmaktadır.

Gübre Sektörünün İthalata Bağımlı Yapısı

Sektörde hammaddelerin maliyeti ithalata bağımlı olunması sebebiyle yüksektir. Üretim maliyetlerinde hammaddenin payı %65-80’dir. Bu hammaddeler doğalgaz, fosfat kayası, amonyak, sülfürik asit, nitrik asit ve fosforik asit olarak sıralanabilir. Tarımsal üretimde önemli bir girdi olan gübrenin tarımsal üretimdeki maliyetinin azaltılması amacıyla gübrede 2016 yılında KDV oranı sıfırlanmıştır. Ayrıca dünyada yaşanan fiyat artışlarından çiftçiyi korumak amacıyla 2003 yılının son çeyreğinden itibaren alan bazlı ürün grubuna göre değişen miktarlarda Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS)’ne kayıtlı olan çiftçilere tarımsal desteklemeler yapılmaya başlanmıştır.

Gübre Sektörünün Özelleştirilmesi

Üretim sistemi ile ilgili olarak 1950’li yıllarda ana faaliyeti gübre üretimi olan tesislerin temelleri atılmaya başlanmış ve başlangıçta kamu iktisadi teşekkülü şeklinde gerçekleşen yatırımlar, 2005 yılında tamamlanan özelleştirme çalışmaları ile özel sektöre devredilmiştir. Gübre üretimi/ithalatı yapan işletmelerin tamamı özel sektör kuruluşu olup, sektörde yıllara göre sayısı değişmekle birlikte 1.284 firma bulunmaktadır. Ancak, bu firmalar arasında piyasada sürekliliği olan ve işlem hacmi daha fazla olan 6 üretici/ithalatçı ve 20 ithalatçı firma ile 11 fabrika bulunmaktadır.

Gübre Sektörünün Geleceğine Yönelik Öngörüler

Çalışmada tahmin modelleri kullanılarak 2018-2022 dönemine yönelik yapılan projeksiyonlara göre azot, fosfor ve potasyum kullanım miktarı, tüketim miktarı ve ihtiyaç duyulan miktarın yıllara göre artma eğiliminde olduğu tespit edilmiştir. Bu çerçevede önümüzdeki dönemde ithalatın artarak devam edeceği öngörülmektedir.

Gübre Sektörünün Sorunları

Türkiye’de gübre sektörünün karşılaştığı en önemli sorunlar; dışa bağımlılık, fiyat istikrarsızlığı, kamu içerisindeki dağınık yapı ve yatırımlar ile ilgili engeller, nitratlı gübreler sorunu olarak çalışmada detaylı olarak ele alınmıştır. Gübre ile ilgili özel bir kanunun olmaması, gübre tüketimi konusunda yapılması gereken en önemli hususlardan olan çiftçinin toprak analizine ikna olmaması ve bilinçsiz gübre kullanımı, alandaki veri noksanlığı, dağınıklığı ve de yetersizliği, organik kökenli gübrelerin kullanımının yetersiz olması gibi hususlar politika döneminde çözüm bekleyen önemli sorunlar olarak öne çıkmaktadır.

Gübre Sektöründe Sorunların Çözümüne Yönelik Yapılabilecekler

Gübre Kanununun çıkarılması, hammadde kaynaklarına sahip ülkelerde yatırımların ve işbirliğinin teşvik edilmesi, etkinliği yüksek yeni gübrelerin geliştirilmesi ve kullanımı, etkin bir piyasa denetim mekanizmasının oluşturulması ve ülkemiz toprak ve iklim şartlarına uygun, yeni gübrelerin geliştirilmesi hususlarına yer verilmiştir.

Gübre Sektörüne Yönelik Uzman Görüşü

Gübre tedarik ve pazarlamasında Temmuz 1986’dan bu yana serbestleşmeye geçilmiş olup, devletin üretici ve dağıtıcı kamu kuruluşlarına yönelik direkt desteklemeleri kaldırılmıştır. Serbest pazara tam olarak geçiş sağlanmış ve Devlete ait gübre firmaları tamamıyla özelleştirilmiştir. Üreticilere dekar başına gübre desteklemesi verilmektedir. Sektörde yaşanan sorunlar nedeniyle yeni yatırım düşünülmediğinden ilave talep ithalat yoluyla karşılanacaktır. Türkiye’de hammadde kaynakları bulunmadığından kimyasal gübre sektörü %90’nın üzerinde dışa bağımlıdır. Gübre ithalatı ile tüketimin yaklaşık %50’sini karşılamaktadır (Konyalı, 2016).

Sonuç

Gübrede yüksek oranda dışa bağımlılık sonucu fiyatlar kurdan çok etkilenmektedir. Bunun yanında, 1980 sonrası izlenen politikalar gübre sektörünün uzun süre desteklemenin dışında tutulmasına neden olmuş, bu alanda yatırım yapılamamıştır. Bunlara ilaveten, desteklemelerin zamanında verilememesi, sektörde yeterli yeni yatırımların olmaması, yasal mevzuatın halen yeterince anlaşılamamış olması sektörün yeterince desteklenemediğini göstermektedir.

KAYNAKLAR

Konyalı, S. (2016). Türkiye’de Gübre Üretimi ve Uygulanan Politikalar. XII. Ulusal Tarım Ekonomisi Kongresi. 25-27 Mayıs 2016.

Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (2019). TAGEM. Gübre Sektör Politika Belgesi 2018-2022.