Küçük Aile Çiftçiliği Nedir?

Küçük Aile çiftçiliğini, çiftliğin en önemli unsurun aile işgücü olduğu, kararların aile bireyleri tarafından alındığı, gelirlerin önemli bir kısmının tarımsal faaliyetten sağlandığı ve küçük yapıda çiftliklerdir.

Dünya’da yaygın olarak olduğu gibi Türkiye’de de tarım işletmeleri küçük aile işgücü ağırlıklı bir yapıda tarımsal üretim faaliyetlerine devam etmektedirler. Bu işletmelerin asıl geçim kaynağını bitkisel ve hayvansal üretimin beraber olduğu tarımsal faaliyetler oluşturmaktadır; işletme yapıları genellikle birkaç hayvan veya küçük bir arazinin işlenmesine dayanmaktadır.

Bu tanımlamalardan bakıldığında tarımsal faaliyeti yapanlar aile bireylerinden oluşuyor ve ellerindeki sermaye endüstriyel üretimin aksine küçükse Küçük Aile Çiftçiliğinden söz edilmektedir. Tarımsal yapının çoğunluğunu böyle işletmeler oluşturduğuna göre özel politikalara ihtiyaçları vardır.

Küçük Aile Çiftçiliği için Neden Önemlidir?

Küçük aile çiftçiliği, küresel gıda güvenliğine katkı sağlamaktadır.

Küçük aile çiftçiliği, geleneksel gıda ürünlerinin korunmasına, dengeli beslenmeye, tarımsal çeşitliliğin korunmasına ve doğal kaynakların sürdürülebilir kullanılmasına katkıda bulunmaktadır.

Küçük aile çiftçiliği, özellikle sosyal korumaya ve toplumların refahına yönelik politikalarla desteklendiğinde yerel ekonomilerin canlanması için fırsat sunmaktadır.

Küçük aile çiftçileri, kaynaklara erişimleri kısıtlı olmasına rağmen üretkenliklerini yüksek düzeyde sürdürerek dünyadaki gıda üretimini %80 civarında gerçekleştirmektedirler.

Küçük aile çiftçiliği, yerel tohum, kimyasal olmayan gübreler (hayvan dışkısı, kompost, münavebede baklagil uygulaması gibi) kullanır. Buradan elde edilen gıdalar insanlar için risk oluşturmamaktadır. Ekolojiyi tahrip etmeyip, aksine onarmaktadır.

Birleşmiş Milletler, önemini gördüğü için 2014 yılını Uluslararası Aile Çiftçiliği Yılı ilan etmiştir. Türkiye’de de 2014 yılında Ulusal Aile Çiftçiliği Sempozyumu düzenlenmiş, sonrasında bu alanda çok sayıda araştırma yapılmıştır.

Tarımsal Yapıda Küçük Aile İşletmelerinin Yeri Nedir?

Tarımsal işletmelerin çok büyük bir kısmını aile işletmeleri oluşturmaktadır. Bu durum sadece Türkiye’de değil dünyanın çoğunluğunda böyledir.

Dünyada 480-500 milyon civarında aile işletmesinde söz edilmektedir. Tarımda aile işletmeleri dünyadaki tüm tarımsal işletmelerin yaklaşık %98’ ini oluşturmakta ve tarımsal üretimin %55-60’ını gerçekleştirmektedir. Türkiye’de tarımsal istihdam 4.2 milyon, Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS)’ye kayıtlı üretici sayısı 2.1 milyon civarındadır. Önceki yıllara göre ise bu sayılarda düşüş görülmektedir. 

Avrupa Birliğinde Durum… Avrupa Birliğinin tarım arazisi varlığı 123,5 milyon ha ve tarımsal işletme sayısı 13 milyon civarındadır ve ortalama işletme büyüklüğü 120-130 dekardır. 2019 yılında Türkiye'nin ekilen-nadasa bırakılan toplam tarım arazisi ise 18,8 milyon ha ve tarımsal işletme sayısı 3 milyon civarında ve 2016 yılı parça büyüklüğü 12,9 da, ortalama parça sayısı 5,9 adet, ortalama işletme büyüklüğü 7,61 ha'dır.

Dünyaya bakacak olursak… ABD’de büyük şirketler bazı et, süt gibi bazı ürünlerde piyasayı 4-5 şirketl kontrol etmektedirler. AB, Çin, Japonya, Rusya, Latin Amerika ülkelerinde yine büyük şirketler var ancak piyasanın oranla daha azına sahipler. Sayılan ülkelere ve bunlara ek olarak Yeni Zelanda, Avustralya, Kanada gibi ülkelerde büyük ölçekte pazar payına sahip olan kooperatif örnekleri bulunmaktadır. Bunun yanında ABD, AB Ülkeleri (Özellikle Hollanda, Fransa), İngiltere, Çin gibi ülkelerin şirketleri Afrika, Latin Amerika ve Doğu Asya’da yerli üreticilere ürettirip dünyada söz sahibi oldukları ürünler görülmektedir.   

Küçük Aile Çiftçiliği için Ne gibi Özel Politikalar Yapılabilir?

Ulusal düzeyde aile çiftçiliğinin geliştirilmesi için birçok faktör söz konusudur. Bunlar: Tarımsal ve ekolojik koşullar ve bölgesel özellikler, pazarlara erişim, arazi ve doğal kaynaklara erişim, teknoloji ve yayım hizmetlerine erişim, finansman olanaklarına erişim, demografik, ekonomik ve sosyo-kültürel imkanlara erişim, uzmanlık alanlarında eğitim olanaklarına erişim, kooperatifçilik ve diğer örgütlenmelerde etkinliktir. Aile çiftçiliği, sosyo-ekonomik, çevresel ve kültürel bakımdan stratejik öneme sahiptir.

Türkiye’de aile çiftçiliği konusunda genel olarak üretim maliyetlerinin yüksekliği, eğitim yetersizliği, örgütlenme yetersizliği ve mevcut örgütlerin pazarlamada etkili olamaması, kooperatif bilincinin ve aidiyet duygusunun yetersizliği, aile çiftçilerinin piyasadaki fiyat dalgalanmalarından aşırı etkilenmesi gibi konulardan kaynaklı sorunlar yaşanmaktadır. Türkiye’de aile çiftçiliğinin temel sorunu olan örgütleme sorunu olarak ortaya çıkmaktadır. Gıda arz zincirinde küçük aile çiftliklerini dışlayan, pazara girişlerini zorlaştıran bir yapılanma bulunmaktadır. Doğru bir şekilde kooperatifleşmenin önünün açılması küçük aile işletmelerinin pazarlama imkanlarının artmasına, güçlenmelerine katkıda bulunacaktır.

Sonuç;

Küçük aile işletmelerinin avantajları bulunmaktadır.  Halihazırda tarımsal yapıda çoğunluğu oluşturmaktadırlar. Yakın zamanda bu işletmeleri kar ettirecek, aile içinde genç neslin tarımdan kopmasına imkan vermeyecek şekilde sürdürülebilir politikalar yapılması gerektiği açıktır.