İş kazası 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu m.13 ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu m. 3/1-(g)’de tanımlanmıştır.
5510 sayılı Kanun iş kazasını;
a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,
meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olay olarak tanımlarken, 6331 sayılı Kanun ise, “ İş kazasını: İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olay” olarak tanımlamıştır.
Öğretide ise iş kazası, sigortalının işverenin otoritesi altında bulunduğu bir sırada gördüğü iş ve işin gereği nedeniyle aniden ve dıştan gelen bir etkenle onu bedenen ve ruhen zarara uğratan bir olay olarak tanımlanmıştır (GÜZEL, Ali/OKUR, Ali Rıza/CANİKLİOĞLU, Nurşen, Sosyal Güvenlik Hukuku, İstanbul 2020)
Gerek uygulama ve gerek öğretide açıkça kabul edildiği ve madde metninden de anlaşıldığı üzere, bu maddede sayılan haller örnekleme niteliğinde değil, sınırlayıcı niteliktedir. Bu hallerden birine girmeyen sigorta olayı iş kazası sayılamaz. Sayılan bu hallerin birlikte gerçekleşme koşulu bulunmayıp, herhangi birinin gerçekleşmiş olması gerekli ve yeterlidir (Y10HD. 21.01.2014 T., E.2013/54, K.2014/953).
İşyerinde meydana gelen bir kazanın iş kazası sayılabilmesi için, kazanın işçinin işini yaptığı sırada veya işveren tarafından yürütülmekte olan işin sonucu ortaya çıkmış olması gerekmez. Kazanın oluşumunda işçinin ağır kusurunun bulunması veya kazanın ara dinlenmesi sırasında meydana gelmiş olmasının da bir önemi yoktur. (SÜMER, Haluk Hadi, Sosyal Güvenlik Hukuku, Ankara 2020)
Nitekim Yargıtay 10 uncu Dairesi bir kararında, “Yapılan yargılama sonunda, davaya konu olayın, " işveren tarafından araç tahsisinin yapılmaması sebebiyle işveren emir ve talimatı olmaksızın işçilerin kendi tercihleri ile M. Ç. in kullanmış olduğu araca binmeleri şeklinde gerçekleştiği, işveren tarafından bizzat araç tahsisi durumunun olayda bulunmadığı, 5510 sayılı kanun 13 madde 1 fıkra e bendi gereği iş kazası şartlarının oluşmadığı, olayın trafik kazası niteliği taşıdığı" gerekçesiyle iş kazası olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna varılmış ise de;
Yukarıda belirtilen düzenlemenin "c" bendine uygun olarak görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmeleri nedeniyle asıl işlerini yapmaksızın geçen zamanda davacıların tayin edildiği çalışma sahasına gitmek için bindikleri araçta trafik kazası geçirmeleri şeklinde gerçekleşen olayın, değinilen kanun maddesi kapsamında iş kazası olduğunun belirgin olduğu gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir”. (Y10HD. 01.12.2015 T., E.2015/2183, K.2015/21122). Bunun gibi, işçinin öğlen yediği yemekten zehirlenmesi, ara dinlenmesinde top oynarken ayağının kırılması, kaldığı otelde merdivenden düşmesi de Yargıtay kararlarına yansıyan iş kazası örnekleridir.
Sonuç olarak, işçinin görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda meydana gelen kazalar iş kazası sayılır. İşyerinde meydana gelen kazanın günlük iş süreleri içerisinde meydana gelmiş olması da zorunlu değildir.