Torpil, Türk Dil Kurumu sözlüğünde “bir kimseyi kayırma işi” olarak geçiyor. İş yaşamında çok duyduğumuz, halk arasında “dayısı olmak” diye adlandıran durum.
Son yıllarda öğrencilerimden, eğitim verdiğim kurum çalışanlarından, çevreden çokça duyduğum bir kelime. “Torpilin varsa sırtın yere gelmez” “ torpilimiz yok ki iyi bir yerde olalım “ ifadeleri yaygın.
Bir insan başka bir insana nasıl torpil olur, bir insan kendisine torpil olunmasını nasıl ister, torpil ile işe girdiğinde ve bu diğer çalışanlarca anlaşıldığında nasıl rahat eder ve çalışır anlayamadığım konulardandır. Hayatı boyunca ne torpil olmuş ne de torpil istemiş biri olarak daima insanın kendi bileğinin hakkıyla bir başarı kazanmasını önemsemişimdir. 
Burada referans olma ile torpili ayrı tutuyorum. Kendisine referans olma birinin iş yapış biçimini bilerek o kuruma faydalı olacağını belirtme. “İlla işe alınsın” diyerek baskı yapma değil.

HEM TORPİLLİ, HEM İŞ BİLMEZ
Torpil ile işe girenlerin bazıları elbette iyi çalışan, kurumuna verimli olan kişiler olabilir. Ama bunlar ne yazık ki fazla değil.
Genele baktığınızda torpil ile işe girenler hangi unvanda olursa olsun ister yönetici, ister personel, torpillerine sırtını dayayarak iş yerlerinde fazla verimli olamıyor, atmosferi ve diğer çalışanların motivasyonunu bozuyor, çalışma iklimine zarar veriyor. Hem torpilli hem iş bilmez, hem de bilmediğini bilmez daha da tehlikeli. 
İş arayan kişilerin torpil arayışını ve torpil beklentisini bir kenara bırakıyorum. Asıl sorgulamak istediğim yöneticilerin neden torpil ile işe eleman aldığı. 

YÖNETİCİ NEDEN TORPİLLE İŞE ELEMAN ALIR?
Bir yönetici olarak çeşitli sebeplerle çeşitli tanıdıklar vasıtasıyla işe uygun olmayan birini veya birilerini işe aldınız. Bu kişi veya kişiler, torpillerine güvenerek çalışmadıklarında, bilgi ve gayret yetersizliğinden verimli olmadıklarında, kurallara uymadıklarında, kurumda adalet duygusunu zedelemeye başladıklarında siz yönetici olarak sonuçtan memnun kalıyor musunuz? 
Memnun olmanın ötesinde, torpilli çalışan bir kişi bile olsa,  iş ortamını ve düzenini bozduğunda aslında sizin başarınızı etkilemiyor mu? 
Daha da ileri götürürsek,  sizi kendi ilişkileri için eleman almaya zorlayan kişiler yani torpiller, acaba size tuzak kuruyor, başarısız olmanızı istiyor olabilirler mi? Yani devamlı, torpilli eleman baskısı size ve işetmenize veya yöneticisi olduğunuz kurumda uzun veya kısa vadede size yönelik bir tehdit olabilir mi?

TORPİL BİR BORÇLANMA ŞEKLİ
Bir de şöyle düşünün lütfen, hatırını kıramayacağınız bir tanıdığınız birini işe almanız konusunda size ısrar ediyor. İşe alınması istenen kişinin işe uygun olmadığını siz de, alınmasını isteyen kişide, alınacak kişi de biliyor. Madem kimseye faydası olmayacağı biliniyor, neden bu kişi işe alınıyor. Yoksa siz de mi o tanıdığınıza bir konuda borçlanmıştınız? 
Torpille personel almanın bir sebebi de kişilerin maddiyat dışında birbirlerine borçlanması. Herkes bir şekilde borcunu ödemek  zorunda. Maddi borcu ödemek kolay. Borcun miktarı ve cinsi belli. Ama manevi borçlarda belirsizlik var, son yok. Borcunuzun ödenip ödenmediği belli değil, kimin kime nüfusu ve nazı geçerse o borç devam ediyor.

Torpille eleman almak kimseye fayda sağlamıyorsa neden hala bu yöntem devam ediyor. Hepimiz günlük hayatımızda özel veya resmi, bir takım olumsuzluklar ve işlerin düzensizliğinden şikayet ediyor ama bu işleri yapacak elemanların torpille çalışmalarını farkında olarak veya olmadan destekliyorsak, aslında şikayet edecek yüzümüz de yok. Belki de torpilden şikayet edip önüne geçilememesinin torpilin engellenememesinin bir sebebi de budur.

TORPİL NASIL ÖNLENİR? 
Bu konu nasıl çözülür derseniz, torpille eleman alımına kurum yönetimlerinin bir karar alarak “dur” demesi ve kararını uygulamaya başlaması kolay ama bir o kadar da zor bir yöntem. Yani alışılmış kalıpların dışına çıkmak. Eleştirilere göğüs germek ve bir dönem baskılara dayanabilmek gerek. 

TORPİLE HAYIR KAMPANYASI
Bu arada torpil olan kişilerinde bu alışkanlıklarından vaz geçmesi şart elbette. Torpille işe girmeye çalışanların da biraz daha gayret göstermesi ve kendilerine uygun işi bulmaya çalışmaları gerek. Bunun için elbette, düşünce, empati, başkalarına zarar vermeme isteği gibi bazı meziyetlerin bulunması gerek. “Bu meziyetler olsa zaten torpil aramaz” dediğinizi duyar gibiyim. 
Belki de ülkede topyekûn torpile hayır kampanyası yürütülmeli, kişi ve kurumlar buna uymalı. 
Bir de madalyonun diğer yüzü var. Torpil ile işe girilmesi,  işe giren için, torpil olan kişi için ve işe alan yönetici için karşılıklı bir çıkar ilişkisi sağlıyor ise, torpile hayır kampanyası tahmin ettiğiniz gibi asla işe yaramayacak. Önemli noktalardan biri de bu zaten aradaki çıkar ilişkisi. 

TORPİL KURUMLARI AĞIRLAŞTIRIR, AŞAĞI ÇEKER
Torpile karşı çıkmak, topyekûn tüm ilgili tarafların kendi menfaatlerini değil de ülkenin ve kurumların menfaatlerini düşünmelerinden geçiyor. Çünkü ister özel ister resmi kurumlar sonuçta pek çok açıdan verimliliği, başarısı, karlılığı, zararı, verdiği vergi, inovasyona olumlu ve olumsuz katkısı ile ülkeyi, bölgelerin gelişimlerini,  kurumları, kişileri etkiliyor.
Belki de hepimiz az veya çok torpile farkında olarak veya olmadan katkıda bulunuyoruz ne dersiniz? 
Torpilden şikayetçi isek, desteklememek, torpil istememek bu konuda sorumluluk sahibi olmak gerekiyor. Devletin her kademesinden, her özel işletmeye kadar. Torpile şu veya bu şekilde destek vermemek vatandaşlık görevi.

Sözün özü, mikrodan makroya doğru her kurumda halka halka düşündüğünüzde her torpilli eleman yöneticiyi dolaylı veya dolaysız başarısızlığa götüren, fark ettirmeden aşağıya doğru çeken törpüleyen sebeplerden biridir. Yönetici torpilli eleman ile başarısızlığını garantiler.