Türkiye’de lojistik, Cumhuriyetin ilanından sonra, Osmanlı döneminde yabancılar tarafından inşa edilen ve kendi hammaddelerini taşımak için kullanılan demiryollarının millileştirilmesi ve şehirlerarasındaki ana yolların inşaatıyla başlamıştır. Tüketimin bölgesel ve çok küçük ölçekte kaldığı, devlet dışında üretimin yok denecek kadar az olduğu, üretilen ürünlerin küçük coğrafyalar içinde, yerinde tüketildiği, şehirlerarası yük taşımanın yolcu otobüslerinin bagajlarında yapıldığı bir dönem yaşadık. 50’li yıllarda özel sektörün küçük ölçeklerle üretim yaptığı dönemlerde; henüz TIR’ların yollarımızda dolaşmadığı günlerde, Türkiye’de kamyonlarla ve küçük filolarla, depolama gerektirmeden taşımalar yapılmaktaydı. 60’lı yıllarla birlikte “Ambar“ dediğimiz yapılarla şehirlerarası taşıma yapan, bölgesel parsiyel taşımaları gerçekleştirmeye başladık. Devlet fabrikalarından veya yeni kurulan özel sektör fabrikalarından hammadde ve ürün taşıma talepleri ortaya çıktı. 70’li yıllarda girdiğimiz ihracat seferberliği uluslararası taşımaları gündeme getirdi ve dış ticaretimiz gelişmeye, uluslararası taşıma şirketleri devreye girmeye başladı. Deniz taşıması küçük ölçekli sanayi limanlarının devreye girmesine fırsat verdi. 80’li yıllarda yabancı yatırımcılar, yerel ortaklarla veya kendi isimleri ile büyük fabrikalar kurmaya ve kamyonlarımızın artık TIR olmasının gerektirdiği ölçek büyümelerine yöneldik. Organize sanayi bölgeleri, taşımayı Anadolu’ya yaydı ve küçük ölçekli depolar devreye girmeye başladı. 90’lı yıllarda limanların büyümeye başladığını, demiryolunun yük taşıma için kullanılmasının arttığını, yollarımızda yabancı, yerli çok sayıda ve farklı logolu araçları görmeye başladık. Özel sektör firmaları limanlarını büyüttü, dışarıya hizmet vermeye başladı. Zincir mağazaların, AVM’lerin çalışmaya başlaması ile İstanbul, İzmir, Mersin, Ankara gibi nüfusu artan şehirlerde büyük depolar ve dağıtma hizmeti verilmeye başlandı. 90’lı yılların son 10 yılında ve 2000’li yılların başından itibaren de lojistik şirketleri kurulmaya, işbirlikleri oluşturulmaya başladı. Konteyner taşımasının patlamasıyla intermodal taşımanın devreye girdiğini görüyoruz. Bugün büyük lojistik şirketlerimiz daha fazla büyümeye, küçük şirketler birleşmeye yöneldi. Ölçekler büyütülerek verimlilik artırma ve lojistik hizmetler yerine tedarik zinciri yönetimi konuşulmaya başlandı. Lojistik, dev depolarda, dev limanlarda, dev filolarla ve Anadolu’nun birçok şehrinde açılan depolarla tüm Türkiye’ye yayılmaya başlamıştır.
Büyümeyi yönetmek zordur. Talep yöneticilere cazip gelir ve gaza basmaya başlarlar. Hızlı giden bir arabada nasıl direksiyonu kullanmak maharet isterse, büyümeye yönelmiş şirketlerde sağlıklı büyüme ancak mevcut yapıyı, yani temeli güçlendirmek, uzun dönem performansımızı garantilemek, riskli müşterilerden kurtulmak ve sağlam müşterilerle tanışmak şeklinde sağlanabilmektedir. Lojistik şirketleri görünürlüklerini, bilinirliklerini ve temaslarını artırmak zorundadır. Artık başarı müşterinin ayağına gidip onu ikna etmekle değil, müşteride şirketinize karşı bir talep, arayış yaratmakla sağlanabilmektedir. Günümüzde başarı aramakla değil, aranmakla sağlanabilmektedir.
Kongre ve fuarlar bilinirlik konusunda, rakiplerden ayrılmak, fark yaratmak konusunda en güzel araçlardır. Kongrelere destek olmak akılda kalmayı sağlar, destek veren kuruluşu diğer rakiplerinin önüne geçirir. Bu desteğin yanında kongre alanlarında küçük masalarda şirket tanıtımı veya fuarlarda stand açılımı da önemlidir. Ürün veya hizmeti tanıtmak, satmak için herkes müşterinin ayağına kadar gitmektedir. Deplasmanda başarı zordur. Artık müşteriler satıcının ayağına gelemeyecek kadar yoğun ve kolaycıdır. Doğrusu tarafsız bir sahada karşı karşıya gelmek ve gerek potansiyel müşterinizle tanışmak gerek mevcut müşterinizle ilişkileriniz sağlamlaştırmak olmalıdır. Bu amaçla geniş, güzel döşenmiş, ikramları olan fuar olanakları kullanılmalıdır.
Sağlıklı büyümeyi hedefleyen kuruluşlarımızı kongre ve fuarlarda yer almaya ve görünürlüklerini artırmaya davet ediyorum. Maliyeti yüksek değildir, buna karşılık getirisinin çok büyük olduğunu yıllardır katıldığım fuar ve kongrelerde izleme ve yaşama şansına sahip oldum. Darısı sizlerin de başına olsun.