Türkiye’de otomotiv üretimi artmakta ve bunun yanında otomobil ithalatı ve ihracatı da artış göstermektedir. Üçüncü taraf lojistik sağlayıcıları için lojistik yeni fırsatlar yaratmaktadır. Otomotiv Sanayi Derneği kayıtlarına göre; 2018 yılında Türkiye, yaklaşık 1.696.000 araç üretti, bunun 1.143.000 adedi binek otomobil ve gerisi hafif ticari araç oldu. Bazı yıllar düşmesine rağmen otomotiv sanayi büyüme rakamlarının her yıl arttığını izliyoruz. Bu büyüme paralelinde lojistik şirketler için de iş potansiyeli artmaktadır. İthal araçların getirilmesi, limanlarda elleçlenmesi, gümrüklü park alanlarına sevk edilmesi, gümrükleme işlemleri, “PDI” Sevk Öncesi Bakım operasyonları, satıcı bayilere sevk edilmesi, ihraç araçların limanlara taşınması, gemilere yüklenmesi, iç piyasaya satılacak araçların milli park alanlarına çekilmesi ve bölge bayilerine taşınması bitmiş otomobil lojistiğinin halkaları arasındadır. İkinci el araçların da büyük şehirlerden Anadolu şehirlerine sevk edilmesi ayrı bir iş kolu olarak ortaya çıkmaktadır. Aracı satın alan kişilerin araçlarını büyük şehirlerden kendileri giderek satın almaları işlemi artık 2. el araçların Anadolu şehirlerinde teşhir alanlarından satılmasına dönmekte ve bu araçların araç taşıyıcıları ile taşınmasını gerektirmektedir.
Otomotiv lojistiğine giren bir diğer konu da üretim için gerek ithal edilen gerek iç piyasada üretilen montaj malzemelerinin üretim tesislerine taşınmasıdır. Montaj malzemelerinin fabrikalarda çok geniş hacimlere stoklanması zorunluğu JIT ihtiyaç anında teslim uygulamasını, malzemelerin toplanması sürecin hızlanması için milk-run malzeme toplanmasını, fabrikalarda montaj işlemleri ile zaman kaybedilmemesi talebi dışarıda ön montaj işlemlerinin yapılmasını, ardından hat besleme operasyonu ile montaj malzemelerinin doğrudan montaj bandına sevkini zorunlu hale getirmiştir.
"İthal araçların getirilmesi, limanlarda elleçlenmesi, gümrüklü park alanlarına sevk edilmesi, gümrükleme işlemleri, “PDI” Sevk Öncesi Bakım operasyonları, satıcı bayilere sevk edilmesi, ihraç araçların limanlara taşınması, gemilere yüklenmesi, iç piyasaya satılacak araçların milli park alanlarına çekilmesi ve bölge bayilerine taşınması bitmiş otomobil lojistiğinin halkaları arasındadır."
Otomotiv lojistiğinin bir sonraki adımı da servis ve bakım istasyonları için yedek parça sevkiyatlarıdır. Otomotiv yedek parçaları son derece zor olan bir lojistik operasyonudur. Bakım parçaları ve arıza parçaları gibi iki bölümde değerlendirilir. Yeni çıkan bir modelde bakım parçaları tüketilirken arıza ve eskime parçaları az kullanılır. Araçların yaşı ilerledikçe bakım parçalarının yan sanayileri çıkmaya başlar ve satışlar arıza parçalarına yoğunlaşır. Bu grupta da araçlar yaşlandıkça arıza parçalarının da yan sanayileri çıkmaya başlar, ikinci el tamirleri servis dışında özel tamirhanelerde yapılır ve ana firmanın satışları düşer. Yedek parçalarda önemli olan bir liste ile istenen tüm parçaların servislerden temin edilme zorunluğudur. Yani bulunabilirliğin yüzde 100 olması istenir. Bu zorunluluk da stok miktarlarının yüksek olmasına ve stok devir hızlarının azalmasına yol açmaktadır. Otomotiv ithalatı ve buna paralel ihracatı ancak ihtisas limanlarından yapılabilmektedir. Bu limanlar şu şekilde belirlenmiştir; İthalatçılar için Otomotiv İhtisas Gümrük İdareleri;
* Yeşilköy Gümrük Müdürlüğü
* Gebze Gümrük Müdürlüğü
* İzmir Gümrük Müdürlüğü
* İzmit Gümrük Müdürlüğü
* Mersin Gümrük Müdürlüğü
* Derince Gümrük Müdürlüğü
* Giresun Gümrük Müdürlüğü
Üreticiler için ihracat limanları Otomotiv İhtisas Gümrük İdareleri;
* Mudanya Gümrük Müdürlüğü
* Gemlik Gümrük Müdürlüğü
* Esenboğa Gümrük Müdürlüğü
* Adana Gümrük Müdürlüğü
İhracatın büyük çoğunluğu yakınlığı açısından Marmara Bölgesi’ndeki limanlardan sağlanmaktadır. 2023 yılına kadar 2.000.000 araç üretimi planlanmaktadır. Bu da gerek ithalat gerek ihracat için toplam 2 milyon araç elleçlenmesi demektir ve mevcut limanların kapasite geliştirmeleri ve demiryolu bağlantılarının yapılması zorunluğu sözkonusudur.
Gerek yerli üretim için gerek yedek parça pazarı için büyük miktarda orijinal ve yan sanayi parçaları da ithal edilmektedir. Türkiye’de üretim için en çok ithal edilen malzeme Avrupa’dan gelmektedir, çünkü OEM’lerin Avrupa’da bulunan yedek parça merkezleri, genellikle Uzakdoğu’dan gelen malzemeleri Avrupa’da üretilenlerle birlikte, kıtada konsolide edilen Amerika’dan gelen ithalatlarla merkezi olarak dağıtımı gerçekleştirmektedir. Çek Cumhuriyeti, Almanya, Fransa, İtalya ve Doğu Avrupa ülkeleri ve özellikle Polonya, Uzak Doğu’dan, özellikle de Çin’den ithal edilen parçaları sağlamaktadır.
Otomotiv üreticilerinin bir anketi, ithalat tedarik zinciri için kullanılan çeşitli farklı modları ortaya koymaktadır. Firmalar deniz taşımacılığından yararlanmakta ve Gemlik ve körfez limanlarına konteynerlerle malzeme taşımaktadırlar. Demiryolu da özellikle körfez fabrikaları için orta Avrupa’dan gelen malzemeler için doğru bir taşıma metodu olmaktadır. Bursa demiryolu bağlantısı yapıldıktan sonra Bursa’da bulunan otomotiv fabrikaları da malzeme ithalatlarında Marmaray’ın devreye girmesi ile demiryolunu kullanma şansına kavuşacaklardır.
Türkiye’de lojistiği daha kullanışlı hale getirmek için Türk hükümeti, Türkiye’nin Avrupa ve Asya arasındaki köprü olarak konumunu değerlendirmek için formalitelerin akıcı hale getirilmesi ve süreçlerin daha verimli hale getirilmesini planlamaktadır. Kolaylıklar için teklifler hazırlanmaktadır.