Kadınların iş hayatına girmesi, sayıca artması zaman içinde kıdem alması, mesleki bilgi ve tecrübesinin artmasıyla şirketlerde kadın yönetici sayısı da sorgulanmaya başladı. Kadınların hem yönetici hem de diğer kademelerde ve hayatın içinde yer alması zaten olması gereken bir şey. Ama şirketleri “kaç kadın çalışanı var, kaç kadın yöneticisi var” diye ayırma, sayma durumu ortaya çıktı. Bütün yöneticiler kadın olunca işler daha mı iyi olacak veya bütün yöneticiler erkek olunca işler daha mı kötü olacak. Yöneticilikte yetkinlik ölçüsü cinsiyet mi? Gerek üst gerekse alt yönetim kademelerinde yönetici adını taşıyan kişilerde yönetme kabiliyetinin olması, doğru ve gerçekçi hedeflerle kurumları bulunduğu yerden daha iyi bir noktaya getirmesi gerekmez mi? 30 yılı aşkın çalışma yaşamımda erkek ve kadın değişik kademelerde yönetici, çalışan gördüm. Bazılarıyla birlikte çalıştım. Bazılarını yakından tanıma imkanım oldu. Herkesin kendine göre, sektörüne göre artı ve eksileri vardı.
Yönetimde cinsiyet algısı
Cinsiyete göre algılanmada artı ve eksiler daha kişileri tanımadan başlıyor ve tamamen karşılaşılan kişinin algısına göre değişiyor. Eğer siz bir erkekseniz, genel olarak erkeklerin yönetici olması gerektiğini ve erkek yöneticilerin başarılı olduğunu düşünüyorsanız karşınızda kadın yönetici varsa zaten onu başlangıçta farkında olarak veya olmadan önyargınızla küçümsüyorsunuz. Kadın yönetici ile işbirliğinizin uzun sürmesi halinde başarısını görme fırsatınız olursa ancak başarısına ikna olabilirsiniz. Kendi değerlerinize göre kabul edeceğiniz oranda bir başarısını görmeniz gerekiyor. Erkeklerin kafalarında kültürün de etkisiyle genellikle kadını koruma ve kollama düşüncesi ve kadının bazı durumlarda acizliği, yetersizliği, hızlı karar verememesi algısı var. Kadın yöneticiler bu durumu fark ettiklerinde daha fazla çalışma, öğrenme, zorluklara dayanma, kendini ispat etme durumunda hissediyor kendisini. Herhangi bir görevde erkek başarılı olamadığı zaman göze batmıyor ama kadın başarılı olamadığı zaman göze batıyor. Algıyla ilgili bir durum. Erkek bir alanda başarılı olamadıysa başka bir alanda başarılı olacağını düşünerek, başarısızlıklarını kafasına takmayarak yeni işlere başlıyor. Yani duygularını kontrol edebiliyor kadın ise başladığı her konuda kendini başarılı olmak zorunda hissediyor. Çevrenin algısı, bakışı ifadeleri ve beklentilerini de unutmamak gerek. Erkek egemen sektörlerde yönetici olarak çalışan kadınlar ise kendilerini daha bir yalnızlaşmış, korumaya almış ve dik durmak zorunda hissediyorlar. Hatta farkında olmadan erkek davranışlarını benimsiyorlar. Buradaki en önemli etken erkeklerin erkek egemenliğini korumak istemeleri, sektörlerdeki gücü kaybetmek istememeleri belki. Müşteri açısından baktığınızda da erkek yöneticilerin ağırlıklı olduğu sektörlerde müşteriler kadın yöneticilerin kurumlarını daha zor tercih ediyor. Erkek- güçkararlılık bütünlüğü algısı sektörlerde müşteri davranışlarına da yansıyor.
Asıl olan yönetim kabiliyetine sahip olmak
Aslında bir iş yerinde yöneticinin kadın veya erkek olması o kadar önemli olmamalı. Asıl kriterin bilgi, sorumluluk, adalet, liyakat’ a uygunluk olması gerekmez mi? Yetkisini kötüye kullandıktan sonra kadın veya erkek yönetici fark eder mi? Bunca yıldır gördüğümüz yönetici örneklerinde çocuğunu büyütmüş kadın yöneticilerin çocuklu çalışanların zorluğunu anlamayıp engeller çıkardığını da gördük, erkek yöneticinin aynı duruma olgunluk ve sorun çözücülükle yaklaşmasını da. Erkek yöneticilerin kurumu zarara uğratıp sorumsuzca yetkisini kullandığını da gördük kadın yöneticilerde de aynı durum yaşandı. Hatta kadından kadına şiddeti, ”mobbing”i de unutmamak gerek. Kurumlar için vahim sonuçlar doğurabiliyor. Sonuçta, yönetici kadın da olsa erkek de olsa kurumların zararları, yerleşen olumsuz kültür, düzensizlik, o süre içinde çalışanların mutsuz, verimsiz olması her iki cinsin yöneticiliğinde mümkün. Kadınlar yönetimde daha detaycı Toplumda kültürün kadına ve erkeğe yüklediği kültür, sorumluluk, alışkanlıklar yönetim alışkanlıklarını da etkiliyor. Kadınlar daha detaycı davranıyor. Kurumlarda kadın çalışan sayısı ve kadın yönetici elbette artsın. Özelikle genç kadınların aile ve çocuklarıyla dengeleyebilecekleri işleri ve yönetimleri olsun. Kadın ya evini ya işini tercih etmek zorunda kalmasın. Toplumsal düzen ve dengeyi de tutturabilmek gerekiyor.
Yöneticilikte insan olmak önemli
Konuya yönetim ve yöneticilik acısından baktığımızda erkek ya da kadın yönetici sayısından çok, yöneticilik kabiliyeti, adaletli davranma, bilgiyi yenileme, yeniliklere açık olma, hak yememe, akılcı olma, duygularını iyi yönetme gibi konuların cinsiyetten daha önemli olduğu ortaya çıkıyor. Bu eğitim imkanlarıyla, bu günkü toplum düzeninde, erkeklerin kız çocuklarını bu kadar desteklediği bir ortamda, yaklaşık 20 yıl içinde kadın yönetici ve çalışan sayısının her alanda hızla artacağını ve belki de 20 yıl sonra erkeklerin çalışma hayatında azalacağını düşünüyorum.
Hırslı kadın nesli geliyor
Hırslı bir kadın nesli yetişiyor. Olumlu ve olumsuz yönleriyle birlikte. Bu günü konuşmaktan çok geleceğe yönelik olarak çalışma hayatında nasıl yapılanmak gerekir belki artık bunları düşünmek gerekiyor. Sözün özü yönetimde cinsiyetten daha önemli konular var. Bunlara odaklanmak her iki cinsin yönetimdeki olumlu yanlarından faydalanmak gerek. Günümüzde yönetim kabiliyeti, iyi davranışlar, iyi insan olma, adalet, huzur ve kurumsal verimlilik hedef olmalı.