ÇALIŞANLARINIZIN SESİ KAÇ DESİBEL?

Çalışanların, çalıştıkları işletme, kurum, kuruluşla ilgili düşüncelerini söylememeleri, fikir üretmemeleri, adeta bir küslük ve kırgınlık oluşması, örgütsel sessizlik olarak tanımlanıyor. Örgütsel sessizlik beraberinde kurumun sessizliğini, ilerleyememesini, rekabet unsurlarında insan kaynaklarıyla rekabet edememesini, müşteri şikayetlerinin kuruma tam olarak aktarılamamasını, hataların erken uyarı sistemi ile fark edilmemesini, maliyetlerin yükselmesini, zamanı iyi kullanamamayı, düşük karlılık ve verimliliği vb. bir çok olumsuzluğu de beraberinde getiriyor. Geçmişten bu yana eğitim ve danışmanlık verdiğim kurumlarda sıkça görülen bu durum, aslında neredeyse her kurumun sorunu gibi görülüyor. Çalışanlar sessiz kaldıkça yöneticilerin işi daha da zorlaşıyor. Ya da bazı kurumlar, çalışanlarının sessiz olmasını tercih edip, otoriter bir yöntemle geleneklere bağlı kalarak kurumu yönetiyorlar. Kurumun büyük ya da küçüklüğü, personel sayısı ise fark etmiyor. Yönetim tarzı, kurumun iklimi, yöneticilerin yaklaşımı daha fazla önem kazanıyor. 

FİKRİNİ SÖYLEYENE ÖDÜL
Toplam kalite çalışmalarıyla birlikte, özellikle üretim sektöründe katılımcı yönetimi benimseyen kurumlar uzun süre çalışanların fikirlerini söylemesini beklediler. Bu amaçla çeşitli eğitim ve çalışmalar yaptılar, fikrini söyleyene ödül verdiler. Bu konuda yöneticiler de eğitimler alıp, çalışanlara nasıl davranmaları gerektiğini öğrendiler. Toplam kalite yönetimini başarıyla uygulayabilen kurumlar çalışanların fikirlerini söylemeleri konusunda yol kat ettiler. Gelin görün ki her sektör ve kurum bunu aşabilmiş değil. Çeşitli sebeplerle kurum çalışanları fikirlerini beyan etmiyor ve işe katkıda bulunmak istemiyor. Elbette bunun sebepleri var. Bu sebepler çalışandan da yönetim sistemi ve/veya yöneticinin yönetim tarzından da kaynaklanabiliyor. Bir yöneticiyseniz çalışanlarınız suskun ise, bir çalışansanız, siz suskun ve kırılmışsanız durumu incelemekte fayda var. Çünkü örgütsel sessizlik kurumlar açısından iyi değil. İşyerinde konuşmayan, olumlu veya olumsuz düşüncelerini paylaşamayan çalışanlar fikirlerini söyleme ihtiyacını farklı ortamlarda söylemek ihtiyacını hissediyorlar. Bu ortamlar dost sohbetlerinden sosyal medyaya kadar uzanabiliyor. Her ne kadar kurumlar yasak getirse de çalışanların kurum içinde fikrini söyleyeceği ortam, iklim oluşturulmadıysa, kurumlar ve yöneticileri için tehlike çanları çalıyor olabilir. Peki çalışanlar neden suskun olur, yöneticiler bu konuda neler yapabilir? Birkaç maddeyi sıralayalım.

YÖNETİCİLER ÇALIŞAN SESSİZLİĞİ KONUSUNDA NE YAPABİLİR?
1-Çalışanların fikirlerini niçin söylemediklerini sağlıklı bir şekilde araştırmak.
2-Yönetim sistemini gözden geçirmek.
3-Tüm yöneticilerin çalışanlara yaklaşımını belirlemek.
4-Gerektiğinde yönetim tarzını değiştirmek.
5-Çalışanları katılımcılık konusunda eğitmek, desteklemek.
6-Çalışanların fikirlerine teşekkür etmek,
7-Çalışana değer vermek ve bunu göstermek.
8-Yönetim destek eğitimleri almak.

Yöneticiler için de sıralanabilecek başka maddeler elbette var. Kurumların/ örgütlerin sessizliğini bozmak, seslerin, fikirlerin verimliğe katkıda bulunması bir plan dahilinde danışman desteği ile elbette mümkün. Bizim işimiz de bu tür kurumlara destek olmak. Kurumlar açısından önemli olan bunu fark edebilmek. Yöneticiler açısından sessizliği fark edip, fark etmiyormuş, önemsemiyormuş gibi yapmak veya sessizlikten memnunluk duyuyor olmak da mümkün elbette. Sözün özü, hangi pozisyonda yönetici olursanız olun, çalışanlarınızın kurum ile ilgili sesli fikirleri kaç desibel? Bu desibel derecesi sizi rekabet, inovasyon, verimlilik, karlılık, maliyet konularında olumlu veya olumsuz nasıl etkiliyor? Düşünmeye değer değil mi?

Çalışanlar neden suskundur?
1-Önceki iş yerlerinde fikirlerini söyleme konusunda olumsuz deneyimleri vardır.
2-Çalıştıkları kurumda daha önce fikirlerini söylemiş, hoş karşılanmamış, utandırılmış, kırılmış, küstürülmüş olabilirler.
3-Çalışanlar önemsenmediklerini düşünebilirler.
4-Yönetim her şeyi biliyordur, çalışanlara fikrini sormak ihtiyacını duymaz.
5-Yönetimin aklına çalışanların fikrini sormak gelmemiştir.
6-Yönetim ve yöneticiler çalışanları küçümsüyordur. Çalışanlar da bu durumun farkındadır.
7-İş yeri ortamı barışçıl değil, gergindir.
8-Kurumda ara yönetici problemi vardır. Çalışanlar fikirlerini ara yöneticiye söylüyor olabilirler, ara yönetimden üst yönetime çeşitli sebeplerle fikirler ulaşmıyor olabilir.
9-Kurumda çalışanların fikrini söylemeleri için uygun sistem kurulmamıştır. İletişim kanalları yeterince açık değildir.
10-Çalışanların yetişme tarzı ve geçmiş iş deneyimleri fikirlerini söylemeye uygun değildir… Bu maddeleri uzatmak mümkün.