“İnsanın biyolojik bir varlık olmaktan çıkarak, yaşadığı toplumun bir üyesi olması, başka deyişle toplumsallaşması, duygu, düşünce ve inançlarını çeşitli sembollerle iletmesi, kendisi ve çevresiyle iletişimini gerektirmektedir.”(Oskay, 1982: 310)
Toplumlar yıllar boyu yüz yüze iletişim kanallarını kullanmışlardır. Günümüzde de en önemli iletişim tarzı yüz yüze iletişimdir. İnsanlar gündelik hayatlarını bu iletişim tarzına bağlı olarak sürdürürler. Tabi tarihsel süreç içerisinde çeşitli teknolojik araçlarla teknoloji bazlı iletişim tarzlarını da geliştirmişlerdir. Bunlar mektuptan telgrafa ve faksa, radyodan televizyona, sinema filminden Youtube videolarına,
e-mailden WhatsApp’a ve sosyal medyaya kadar çok çeşitlidir.
Teknolojik gelişimin tabii sonucu olarak gelişen ve elektronikleşen iletişim araçları, iletişime sürat ve kolaylık sağlamakla kalmamış; aynı zamanda iletişimi, kitle iletişimine çevirmiştir. Günümüzde internet, uydular ve bilgisayarlar iletişimin ayrılmaz parçaları durumuna gelmiştir. Bu tarz elektronik iletişim araçları hızlı haberleşme ile popüler veya egemen kültürleri de yaygınlaştırmış, “McLuhan”ın söylemiyle dünyayı küresel bir köye dönüştürmüştür.
Yeni medya; bilgisayar teknolojilerinin gelişmesiyle ortaya çıkan, kitle iletişim araçlarına anında ve interaktiflik özelliği sunan, kullanıcıları zaman ve mekan sınırı olmadan farklı iletişim süreçlerini yürütmelerini sağlayan modern iletişim araçlarının tümüdür.
Sosyal medya günümüzde en önemli iletişim araçlarından birisi olma yolunda hızla ilerlemektedir. İnternetin kullanım grafiğinin yükselmesiyle sosyal medya kullanımının artması birbiriyle doğru orantılıdır. Ve artık herkes kendi medyasına sahip ve kendi içeriğini oluşturarak ülke gündemini yaptığı, yazdığı veya yaydığı haberler ile etkileyebilmektedir.
Ama tabi bu noktada etik kavramı öne çıkmaktadır. Eflatun; bir işin doğruluğunu görmek için sadece ustalığa ya da uzmanlığa bakılamayacağını aynı zamanda iyi bir sonuç yaratması adına ve iyi niyetle yapmanın da büyük önem taşıdığını vurgulamıştır. Bu yüzden günümüzde sosyal ağlarda yapılan, yazılan ve yayılan haberlerin insanlar üzerindeki etkisi düşünülerek ve ahlaki kurallar çerçevesinde icra edilmesi gerekmektedir.
Ben de bir gazeteci, yazar ve iletişim uzmanı olarak bu konuya çok hassasiyet ile yaklaşmaktayım.
Özellikle bu hassasiyeti gözeten ve bu hafta Ankara’daki resmi ziyaretlerim sırasında kendilerinin bu konudaki değerli fikirlerini alma fırsatı bulduğum Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkan’ımız Sn.Fahrettin Altun’un; Ülkemizin Haklı Davasını Tüm Dünyaya Anlatma Mücadelesinde; Medya Kuşatmasını Kırmak, Hakikatin Sesini Yükseltmek ve Ülkemizin İletişim Stratejisi Üzerine Tüm Kurumlar, Bakanlıklar ve Medya ile Koordinasyon Halinde ve Birbirinden Kıymetli Fikirlerin Ortaya Çıkmasına Vesile Olacak Bir Tevazu ve Anlayış İçerisinde Cumhurbaşkan’ımızın Çalışma Aşkı ve Azminden İlham Alarak ve Cumhurbaşkanı’mızın Önderliğinde Gece Gündüz Demeden Aziz Milletimiz ve Ülkemiz İçin Çalışarak İletişim Seferberliği Yürütmelerine Bir Gazeteci Olarak Bizzat Şahit Oldum.
İşte bu noktada siyasal iletişimin önemi bir kez daha ortaya çıkmakta... Çünkü bildiğiniz gibi siyasal iletişim de iletişimin önemli bir dalı. Zaten “İletişim Bilimi”nin tek başına var olabilmesi de mümkün değildir. İletişim Bilimi; sosyal bilimlerdeki tüm alanlarda olduğu gibi sosyoloji, psikoloji, siyaset bilimi ve diğer bilim dallarından da beslenmek zorundadır.
Siyasal iletişimde geleneksel iletişim araçlarının yerini daha çok televizyon, internet ve sosyal ağlar gibi elektronik kitle iletişim araçlarınca üretilen metinlere bırakınca iletişimsiz bir siyaset yürütmenin de mümkün olmadığı kesinlikle anlaşılmıştır. İletişimin siyaset ve her düzeydeki siyaset edimi için vazgeçilmez bir kanal olduğunu kolayca söylemek mümkündür.
Bu anlamda ülkemiz ve Cumhurbaşkan’ımız adına çok kıymetli ve bir o kadar da zorlu bir iletişim süreci yöneten “Değerli Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkan’ımız Sn.Fahrettin Altun’a ve İletişim Başkanlığımız”a baş koydukları bu yolda muvaffakiyetler diliyorum. Özellikle yabancı literatürlerden ziyade kendi literatürümüze değer vererek oluşturacağımız her türlü iletişim bilimine olan vurguları bu anlamdaki hassasiyetleri ortaya koymaktadır.
“Türkiye’nin Muasır Medeniyetler Seviyesine Ulaşmasında Sn. Cumhurbaşkanımızın Sarf ettiği Gayretleri ve Ülkemizi; Tüm Dünya’ya En Doğru Şekilde Ve En Etkili İletişimi Kurarak Gösterdikleri ve Temsil Ettikleri İçin Aziz Milletimiz Adına Kendilerine Teşekkürlerimizi Sunuyorum. “