Kurumsal yetenek, kurumların iş yapma ve gelişme kabiliyetleri. Tıpkı insan gibi. Geliştirdikçe gelişir, köreltmek istendiğinde köreltilir.
Kurumsal yetenek sınırlarınızı kim belirleyecek? Tek başına insan kaynakları değil. Kuruma uygun insan kaynağına karar veren yönetici. Aslında ürün veya hizmet üretimindeki tüm aşamalarda ara yöneticiler sorumlu olsa da asıl tepe yönetici sorumlu.
Uzun yıllardır geniş çaplı kurumsal iletişim eğitimi verdiğim bir çok kurumda da görülen bu. Tepe yönetici her şeyden asıl sorumlu kişi.
Sorumluluk biraz fazla oldu gibi gelmesin. Kurumda tepe yöneticinin bakış açısı, geniş çaplı iş yapma becerisi, iletişimi, fırsatları fark etmesi, uygun personel temini, kontrolü ve diğer aşamalara baktığınızda tepe yönetici aslında tek sorumlu.
Tepe yöneticiler şunu düşünebilir; “Sorumluluğu verdiğim kişiler var.” Elbette var ama her aşamada kontrol mutlaka olmalı veya gerçekten işini layıkıyla yapacak kişiler ile çalışılmalı.
“İşini layıkıyla yapacak” kişi sayısı ne yazık ki çok fazla değil. Olanlar da arada kayboluyor veya kötüye alışıldığı için iyi inandırıcı gelmiyor. Sonra da yönetici yakınmaları başlıyor. “Eldeki insan kaynakları malzemesi bu, ancak bu kadar oluyor” gibi ifadeler kullanılıyor. Oysa insan kaynağı sorununu da diğer sorunları da aşmak mümkün.
Yöneticilerin sektörleriyle, dünyadaki gelişim ve değişimle ilgilenmesi ve işletmesini geleceğe hazırlaması gerekiyor.
KOBİ tarzı işletmeler geleceği bugünden görerek kendilerini hazırlamazlar ve kurumsal yeteneklerini geliştirmezlerse gelecekte var olmaları çok zor.
KURUMSAL YETENEĞİN SINIRLARI VE YÖNETİCİ
Kurumsal yeteneğin sınırlarını ise yönetici belirliyor. Yöneticiye elbette çok sorumluluk veriyoruz. Yönetici bunun için o koltukta oturuyor. Bunun için kendisine “yönetici, yöneten” deniyor.
Sözün özü; Bütün işletmelerin geleceği öngörerek, kurumsal yeteneklerini gözden geçirip geliştirmeleri ve bunun için gerekli altyapıyı sağlamaları, sadece kendi menfaatleri için değil, ülke hedefleri ve ekonomisi için de önem taşıyor.