Lojistik köyler, yük trafiğinin yoğun olduğu taşıma koridorlarının kesişim noktalarında inşa edilmiş tesisler. Farklı yönlerden gelen yüklerin birleştirilerek tek yöne taşındığı çoğu parsiyel taşımacılık gerektiren ürünler burada konsolide olurlar ve tek araçla gidecekleri adrese sevk edilirler. Bu nedenle lojistik köylerin limanlara yakın olması ve içinde mutlaka bir demiryolu terminali bulunması istenir. Lojistik köy tanımı da bunu kapsıyor. Bu yapılarıyla lojistik köyler intermodal taşımacılığının yaygın olarak kullanıldığı hatta geliştirildiği merkezler olarak da tanımlanıyor. Limanlara yakın olması ve özel bir demiryolu hattıyla bağlanabilmesi avantajıyla tüm lojistik köylerde demiryoluna yakın bir konteyner depolama alanı ve demiryolunun diğer tarafında da demiryolu ile gelecek proje yükleri için açık depolama alanları inşa ediliyor. Bu özellikleri ile lojistik köyler inşaatı uzun süren projeler için örneğin rafineriler, barajlar, hidroelektrik santralları, termik santrallar, nükleer santrallar, petrol arama tesisleri, köprüler, hava alanları bu gruba giriyor; taşınan malzemelerin bekletildiği lokasyonlar olarak kullanılıyor. Bu projelerin hepsinde hem ağır nakliye grubuna giren özel gemilerle ve hidrolik akslarla taşınan ölçü dışı malzemeler taşınıyor hem de konteynerlere sığabilecek ilave malzemeler de gerekiyor. Limanlara gelen malzemeler; uzun borular, ağır makinalar, çelik yapılar, beton kolonlar, gibi ağır taşımayla taşınacak ilk gruba giriyor. İkinci grupta da inşaat sırasında kullanılacak inşaat makinaları, yerinde monte edilecek ekipmanlar, küçük makinalar, kısa borular sözkonusu. İlk grup lojistik köylerde açık alanlarda depolanırken ikinci grup da konteynerler içinde lojistik köylerde bulunan antrepolarda veya milli depolarda saklanıyor. İkinci grup taşımasında demiryolu da kara taşımasından daha verimli kullanılabiliyor ve hemen demiryolu ray hattının kenarında veya arkasına ray yanaşan depolarda bekletiliyor. Lojistik köyler ayrıca proje grubuna veya taşıma işini üstlenen firmalara çalışabilecekleri ofisler de temin ediyor. Bu ofislerde proje ekipleri çalışıyor ve sevk programını yapabiliyor, ürünlerin kontrol imkânı bulabiliyor. Lojistik köylerde proje lojistiği yapılmasına en iyi örnek; birinci fazı biten Samsun Lojistik Merkezi, Sinop ili İnceburun mevkiinde kurulması planlanan 4.560 MWE gücündeki nükleer santralı olacak.
Japonya ile birlikte inşa edilecek olan bu santralın inşaatı 2019 yılında başlayacak ve tamamı 4 ünite olan santralın ilk ünitesi 2025 yılında devreye girecek. Tamamının bitirilmesinin yaklaşık 15 yıl süreceği bekleniyor. Bu 15 yıl içinde Japonya’dan ve Avrupa’dan gelecek malzemeler Sinop Limanı uygun olmadığı için Samsun Limanı’na indirilecek. Samsun Limanı’nın ardından gelecek tüm malzemelerin Samsun Lojistik Merkezi’ne getirilmesi, orada kısa ve uzun süreli depolanması, yine Samsun Lojistik Merkezi’nde kurulacak olan proje ekibi ofisinden yapılacak kontrol ve yönlendirmelerle JIT sistemi ile Sinop inşaat alanına sevk edilmesi planlanmalı. Bu sayede limanların içinde uzun süreli depolama yapılmasının gereği kalmayacak ve Samsun Limanı da liman arazisini daha verimli kullanabilecek, proje maliyetleri düşecek. Benzer şekilde Doğu Akdeniz’de yapılacak olan büyük proje çalışmalarında, İskenderun ve Mersin’de inşa edilecek lojistik köylerin, Doğu Anadolu ve Irak‘ta inşa edilecek benzer projelerde, Diyarbakır Lojistik Köyü’nün, Suriye’nin yeniden yapılanmasında gerekli olacak büyük projelerde, inşa edilecek olan Gaziantep Lojistik Köyü’nün kullanılması en akılcı yol olacak. Lojistik köyler ve merkezlerin inşa edilmesi Türkiye’nin kalkınmasında destek alacağımız en önemli projeler. Çeşitli illerimizde başlayan ve başlayacak olan çalışmaların hızla sürdürülmesi, basit bürokratik engeller nedeniyle geciktirilmemesi çok büyük önem arz ediyor