Kadın; sevgisiyle yaraları saran, bilgeliğiyle nesiller yetiştiren, kararlılığıyla engelleri aşan, zorluklar karşısında eğilmeyen, karanlığı aydınlatan bir fenerdir…

Bazen bir evlât… Bazen bir anne… Bazen bir girişimci… Bazen bir lider…

O; KADINDIR…

O; sadece bir kadın değil… Dünya’nın ilham kaynağıdır… Ka dın; Yaradan’ın bir mucizesidir… Kimi zaman kırılgan görünse de, içindeki güç dağları yerinden oynatacak kadar büyüktür…  Hayatın her alanında var olma savaşı verirken derinden bir güçle Dünya’yı değiştirme cesareti ta şır… Her adımında bir devrim taşır;  “Kadın”… Sınırları aşar… Kalıpları kırar… Ve kendi yolunu çizer… Çünkü o sadece bir fert değil… İnsanlığın en derin köklerine bağlı;  bir simgedir… Gücün, direncin ve sonsuz sevginin yaşayan bir yansımasıdır… 

KADIN; YAŞAMIN MERKEZINDE BIR GÜÇTÜR…

Fakat çok büyük bir acıdır ki, her yıl Dünya’da, dili, dini, ırkı farket meksizin 87 bin kadın; cinayete kurban gitmektedir. 295 bin kadın; İnsanoğlu’nu Dünya’ya getirirken hayatını kaybetmektedir. Dün ya’da yaşayan 1.39 milyar kadın; yaşamları boyunca şiddete maruz kalmaktadır.

Ama o; her acıya rağmen, yeni den ayağa kalkar… Her düşüşte, yeniden güçlenir… Çünkü onun gücü; sadece bedensel değil, ruhunun derinliklerinden gelir…  Köklerini daha derine salar… Ve tüm gücüyle yeniden doğar…

Filistin’de yaşanan savaşta ka dınlarımızın gücü ve o eli öpülesi anaların yetiştirdikleri evlatların; sabrı, metaneti, iradesi ve inancı tüm Dünya tarafından hayran lıkla kabul ve saygı görmektedir. Fakat ne yazıkki bu durum; savaşı durdurmaya yetmemektedir.

Demek ki sadece müslüman ülkelerde değil, tüm Dünya’da her anneye büyük görev düş mektedir…

Yaradan’ın merhametini, sevgisini ve ilgisini yetiştirdikleri çocuklara vermek… Her anne bu hassasiyetle çocuk yetiştirir, her baba bu hassasiyetle yetiştirdik leri çocuklarına babalık yapar ise Dünya; sevgi ve barış yurdu olur.

İşte Kadın’ın gücü bu noktada da varlığını göstermektedir. Çünkü Dünya tarihi boyunca; savaşlar, ölümler, kavgalar, zulüm, acı ve gözyaşı hiç eksik olmasa da, “Ka dın”; umudu yeşertmek için her seferinde yeniden ve yeniden var olmuş, örnek nesiller yetiştirmiş, sevgi ve merhametiyle yaraları sarmıştır…

Bu ay katıldığım Farkındalık Zirvesi’nde MÜSİAD Kadın Baş kanı Meryem İlkbahar Koca’nın dile getirdiği gibi… “Nasıl ki bir su damlası hangi toprağa düştüğünü farketmez ve özü itibariyle filiz lendirir ise.. Kadınlarımız da tıpkı böyledir…”

Türkiye Cumhuriyeti Cumhur başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Sayın Emine Erdoğan’ın zirvedeki: “Farkındalık; eylemin ilk adımıdır… Biliyoruz ki iş hayatında; kadınların yaşadığı zorluklar, açmakta zorlandığı kapılar, aşamadığı bariyerler var… Dünya’da zulüm altında olan kadınlar var…

Hâlbuki “Kadın”; bir çocuğu ye tiştirirken de, bir işte çalışırken de ve bir aileyi idâme ettirirken de üretkendir… Bu bakış açısıyla tüm kadınlarımızın emeğine sahip çıkmak, üretirken diğer rollerine de saygı duyarak kucaklamamız gerekir” sözleri; kadınlarımıza dair farkındalığı arttırmanın öne mini vurgulamaktadır…