Küresel piyasalar açısından zor bir dönemden geçiyoruz. Çin’in Wuhan kentinde başlayan koronavirüs sonrasında diğer ülkelere de yayılarak piyasalardaki tansiyonun artmasına neden oldu. Sonrasında yatırımcılardaki tedirginliğinde etkisiyle güvenli limanlardan çıkışlar, borsalarda sert satışlar ve nakde doğru talebin canlanmasını izledik. Bu yazıyı yazdığım gün hala bu endişelerin fiyatlamalar üzerinde baskı kurduğunu gözlemliyorum. Hala netleşen bir durum görülmüyor. Dolayısıyla virüs etkisi geçene kadar borsalarda risk iştahının toparlanmakta zorlanmasını bekleyebiliriz.
Virüs etkisiyle ülkelerde çarklar yavaşladı hatta durma noktasına bile geldi. Bu durum ülkelerin Merkez Bankalarını harekete geçirdi, başta Fed olmak üzere birçok Merkez Bankası faiz indirimleriyle piyasaya can suyu olmaya çalıştı. En sonunda Fed sınırsız tahvil alımı açıklayarak piyasaların biraz daha nefes almasını kolaylaştırdı. Aslında şunu söylemeden olmaz, bu yaşadığımız olay Merkez Bankalarının müdahale edebileceği gelişmeler değil. Dolayısıyla virüs kaynaklı Merkez Bankalarının bu hamleleri şimdilik sınırlı kalıyor. Ancak sonrasında virüsün sona ermesi ve insanların normal hayatlarına geri dönmesiyle beraber özellikle küresel borsalarda bir rallinin başlamasının muhtemel olacağını düşünüyoruz.
Yaşanılan gelişmelerin zor olması, ülkelerde ekonomik anlamda sıkıntılara, hasarlara neden oluyor. Dolayısıyla resesyon söylentileri başlamış durumda. Merkez Bankalarından gelen adımların etkisi de bu açıdan ürkütücü. Yabancı kuruluşlardan gelen aşağı yönde büyüme beklentileri de bu durumu tetikliyor. Virüs sonrası dünya geneli normal hayatına geri dönecektir. Ancak bu süreçte zedelenen ekonomilerin toparlanması ise biraz zaman alacağı için 2020 yılına dair küresel büyüme beklentileri bozulmuş durumda. Global ekonominin resesyon tehlikesiyle burun buruna olması ürkütücü ancak ülke hükümetleri ve Merkez Bankalarının oldukça önlem alması bence bu durumda biraz daha az hasarlı bir çıkış olacağını bana gösteriyor.
Herkese sağlıklı bir Nisan ayı dilerim.