Saklanmak, görünmez olmak ticari bir kuruluşun ruhuna aykırı. Ticaret yapan, üreten elbette görünür olarak, fark edilerek malını/hizmetini tanıtmak, satmak ister değil mi? Yani akıl ve ticaret kuralları görünür olmanın avantajlarını söylüyor daima.
Ne yazık ki böyle değil. Görünür olmanın ne kadar avantajı olursa olsun, faydaları ne kadar bilinirse bilinsin, kurumlar yeterince görünür ve bilinir olmayı seçmiyorlar. Adeta saklanıyorlar.
Üstelik hem saklanıp hem bilinir olduklarını düşünüyorlar. “Bu nasıl bir çelişkidir” diyebilirsiniz. Durum böyle. Reklam vermeyen, sponsor olmayan, sosyal sorumluluk çalışması yapmayan (gerçek sosyal sorumluluk çalışmasından bahsediyorum) firmalar bir taraftan da çok tanınır olduklarını, sosyal medyadaki görünürlüklerinin ve web sayfalarının yeterli olduğunu düşünüyorlar.
Sosyal medya görünürlüğün sadece bir bölümüdür ve sizi takip eden görür. Web sayfanızı sizden haberdar olan inceler. Oysa reklam verdiğinizde hedef kitlelerinizin hedef kitlesi, 3. kişiler/kurumlar ve birçok çevre tarafından fark edilirsiniz. “Hedef kitlem beni fark etmese de olur” diyen firmalar sonradan yanıldığını fark etmiştir. En azından 2. Grup hedef kitlenize de kendinizi fark ettirmelisiniz. Sosyal medyanızın ve web sayfanızın fark edilmesi, takip edilmesi için reklam, PR ve diğer itibar yükseltici çalışmalar şarttır.
Kurumlar cimri davranarak reklam ve benzeri çalışmalardan kaçınarak tasarruf ettiklerini zannediyorlar. Aslında fark edilerek kazanacaklarını kaçırıyorlar.
SAKLANARAK GELİŞEMEZSİNİZ
Kurumlar, sektörler görünmez olarak işlerini devam ettireceklerini sanıyorlar. Evet, devam ettiriyorlar fakat aynı çemberde dönüp duruyorlar. Türkiye birçok ülke tarafından takip ediliyor. İş anlaşmaları, işbirlikleri, ticari çalışmalar için ancak görünür olursanız fark edip araştırıp gelip sizi bulabilirler.
“Ben sektörümde en büyüğüm, reklama, tanıtıma ihtiyacım yok” diyenlerdenseniz yanılıyorsunuz. Sektörde büyük olmanın, öncü olmanın da sorumluluğu vardır. Sektöre dikkat çekmek, sektör hakkında farkındalık yaratmak ve yurtdışı taleplerini çekmek gerekiyor. Bu zamanda sessiz kalmak, kendi halinde iş yapmak, kendi kendine büyümeye çalışmak makbul ve doğru değil.
KENDİNE GÜVENEN KURUMLAR SAKLANMAZ
Saklanmak kendine güvenmeyen, ya da saklayacak bir şeyleri olan, bilerek dikkat çekmek istemeyen kurumlara özgü bir davranış. Kendine güvenen, saklayacak/saklanacak bir durumu olmayan, işini düzgün yapan şeffaf kurumlar saklanmaz.
Hem büyümekten, fark edilmekten, tanınmak istenmekten bahsedip hem de tanınırlık çalışmalarını yerine getirmemek, tanınırlık için bütçe ayırmamak, çalışma yapmamak bir tezat durum. PR mesleğinde 40 yıla yaklaşan biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki, saklanırsanız göremezler.
Saklanmayın, işleriniz iyi giderken de sekteye uğradığında da iletişim planlarınızı sağlıklı yapın, reklama, PR ve itibar çalışmalarına bütçe ayırın, bu çalışmalar usta elinde fazla maliyetli değildir. Çünkü yaratıcı fikir, kaynak ve değerlerinizi ortaya koymak, planlamak önemlidir. İsteyin, bu konularda destek verelim, görünür olun.
Saklanırsanız göremezler, görmeyince tanıyamazlar, tanımayınca tercih edemezler. Saklanmayın, reklam verin, sponsor olun, görünür, fark edilir olun. Sektörünüzün de fark edilmesini sağlayın.
Sözün özü; Sizin şirketiniz nasıl, siz de saklananlardan mısınız? Saklanan gelişemez.