Ekim ayında Türkiye’nin ajandası yoğun olacak. Ancak, olağanüstü bir durum olmadıkça kurlarda sert yükselişin oluşabileceğini şu aşamada düşünmüyorum.
Eylül ayındaki yazımda, Dolar kuru için yatırımcıların alımlara yönelmemesi gerektiğini ifade etmiştim ve eylül ayına baktığım zaman açıkçası bu tezimin ne kadar doğru olduğunu görmüş oldum. İç piyasada hala bir sürü belirsizlikler var ancak TCMB, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Hükümetin aktif bir şekilde rol oynadığı piyasalarda, kurlardaki agresifliğin önüne geçilmiş oldu. Her ne kadar, ABD ile aramızda Brunson davası sürüyor olsa bile diğer dış ülkelerin Türkiye’yi desteklemesi ve Katar’dan gelen doğrudan yatırımların, Türkiye açısından olumlu değerlendirildiğini söyleyebilirim. Bu gelişmeler bile net bir şekilde fiyatlar içerisinde hissedilmese bile yine de iç piyasadaki iyimser havanın korunmasını destekliyor. Ekim ayında da Türkiye’nin ajandası yoğun olacak. Ancak, olağanüstü bir durum olmadıkça kurlarda sert yükselişin oluşabileceğini şu aşamada düşünmüyorum.
- 3 Ekim günü Türkiye’den eylül ayı enflasyon rakamlarını izliyor olacağız. Eylül ayında yeni “Orta Vadeli Program” açıklanmasının ardından ilk enflasyon rakamları ancak OVP’nin etkisini bundan sonraki aylarda enflasyon rakamı üzerinde görebiliriz. Dolayısıyla eylül ayı enflasyonu için OVP etkisi beklenmesi yanlış olur. Enflasyonda çok yüksek rakamlar açıklanmayabilir ancak çift haneli tablonun eylül ayında da sürmesini bekliyorum. Bu beklentime rağmen TL üzerinde yeni negatif bir hareketin oluşmasını da beklemediğimi belirtebilirim.
- 12 Ekim günü ABD’li papaz Brunson davası yapılacak. Davanın sonucu önemli olacaktır. Özellikle, dava sonrası ABD-Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin düzelmeye başlaması durumunda iç piyasa açısından oldukça iyimser bir havanın oluşmasını bekleyebilirim.
- 25 Ekim’de TCMB’nin 2018 yılının son iki toplantısından birini yapması bekleniyor ve geriye 13 Aralık toplantısı kalıyor. Çok ileriye gitmeden, ekim ayı toplantısı için o güne kadar piyasalarda TL’yi rahatsız edecek çok önemli bir gelişme olmadıkça TCMB’nin ekim ayındaki toplantısında politika faizini sabit tutmasını bekliyorum.
- Merkez, faiz kararının ardından 31 Ekim günü TCMB yılın son enflasyon raporunu duyuracak. Böylelikle bu yılın son enflasyon raporundaki revizelerle 2019 yılına yavaş yavaş hazırlanmaya başlıyor olacağız. En son 31 Temmuz günü yayınlanan raporda enflasyonda revizelerin yukarı yönde yapıldığını görmüştük. Açıkçası 31 Ekim günü yayınlanacak enflasyon raporunda da yukarı yönlü revizyonları beklediğimi söyleyebilirim. Ancak burada önemli olan fiyatlamalara nasıl yansıyacağı olacaktır ki revizelerin Türk Varlıkları üzerinde yeni bir harekete neden olmayacağını söyleyebilirim.
Yukarıda saydığım başlıklar ekim ayında takip edilecek ajandamız olacak. Bunların yanında olağanüstü haber akışlarına karşı dikkatli olmak gerekiyor. Bildiğiniz üzere, kurlarda yaşanan hareketlilikler haberlere bağlı olduğu için ekim ayında da yoğun bir haber gündemini izleyebiliriz. Ajandada neler var bahsetmişken, USDTL kuru içinde teknik bir şeyler karalamanın doğru olabileceğini düşünüyorum. Kur için hala alım yönündeki stratejiler riskli duruyor. Kur her ne kadar zaman zaman sert bir şekilde yukarı yönde hareket etse bile tam olarak yükselişinde kalıcı olamadığı için geri çekilmelerle karşılaşıyoruz. Zaten kurun yukarıda bir alan oluşturmasını istemeyen para otoritelerinin de olduğunu düşünürsek, ekim ayında kurun zaman zaman 6.00 TL’nin altına doğru geri çekilme isteğiyle karşılaşmasını bekliyorum. Ancak, kurun rahatlaması açısından 6.00 TL’nin altında sağlıklı bir fiyat hareketi oluşturmasında fayda var. İç piyasada işler yolunda gitse bile unutmamak lazım, Trump kaynaklı güçlenmekte zorlanan ama hala pozitif olan bir ABD Doları var. Dolayısıyla, kur 6.00 seviyesinin altındaki fiyat hareketinde özellikle 50 günlük ortalamasının denk geldiği 5.70 bölgesine doğru geri çekilmelerde zorlandığı müddetçe 6.00 TL üzerindeki fiyat hareketini korumasını bekleyebilirim. Ekim ayının sonları için yatırımcıları bir konuda uyarmak isterim. ABD 4 Kasım’da İran’a yaptırımların ikinci etabını başlatacak. Temmuz ayında başlayan yaptırım süreci ve Türkiye’nin İran ile ilişkileri ele alındığında, ABD kaynaklı olarak Türk Lirasının belirttiğimiz bu tarih öncesinde negatif etkilenmesi beklenebilir. Bu hususta siyasi cephedeki gelişmelerin ve açıklamaların yakından izlenerek fiyatlamaların takip edilmesi daha uygun olacak.