Dünyadaki sistemin kusursuzca devam etmesi için toplum düzenini sağlayan temel kurallar vardır. Toplumları ayakta tutan bu kurallar olmasa binanın kolonlarının olmaması gibi bir durum ortaya çıkar ki ortada ne bina ne de toplum düzeni kalır. Öncelikli olarak her bireyin her toplumun bu tarzda kuralların olması gerekliliğini kabul etmesi gerekir. Çünkü farklı kültürlere, ekonomik ve demografik yapılara sahip bireylerden oluşan toplumların bir arada temel dinamikleri sarsmadan uzun yıllarca yaşayabilmeleri bu şekilde mümkün olabilmektedir. 
Toplumların bilmesi gereken temel konulardan birisi toplum içindeki farklılıkların bir toplumun en büyük zenginlik kaynağı olduğudur. Tıpkı gökkuşağı gibi farklı renklerin bir araya gelmesi ile oluşan eşsiz bir renk kompozisyonu gibi farklı birey türleri de gökkuşağının her bir rengini oluşturmaktadır.

‘YASAK’ İFADESİ LÜGATİMİZDEN KALDIRILMALI
İnsanlar hür irade ve düşünceleri ile yaşayarak, başkalarını rahatsız etmeden, onlara zarar vermeden toplumu ayakta tutabilmek en temel gaye olmalıdır. Ancak bazen ortaya çıkan ve  “yasak” diye nitelendirilen bazı durumlar vardır ki insanların hoşgörüsünü ortadan kaldırıp yerine nifak tohumları ekmektedir. “Yasak” kelimesi bile kendi başına insana çok cazip gelmemekte, şu yasak bu yasak şeklindeki ifadeler ise bireyler tarafından algılanmak istenmediği için yasak diye belirtilen birçok şey maalesef uygulanamamaktadır. Bir de “yasaklar çiğnenmek için vardır” diye yerleşen bir bilinçaltı var ise toplumda yasak diye belirttiğiniz hiçbir şeye vatandaşlar uyma gereksinimi göstermezler. 
Günlük hayatımızda birçok örnek vardır ki yasak olduğunu ifade eden uyarı levhaları olmasına rağmen kapalı alanlarda sigara içmeye devam edenler, çimlere basmayınız diye yazdığı için daha çok çimlere basma gereği duyan insanların daha da artması gibi. Bu ve benzeri örnekleri çoğaltabiliriz elbette.
En güzel çözümün bence öncelikle “yasak” ifadesinin lügatimizden kaldırılması, yerine daha sempatik, daha hoş bir ifadenin yerleştirilmesi gerekmektedir. “Sigara içmek yasaktır” yerine “Sigara içmediğiniz için teşekkür ederiz, Sigarasız sağlıklı bir hayat dileriz” gibi ifadelerle yapılması istenmeyen davranışları olumlu sözcüklerle topluma vermeye çalışmak daha güzel olabilecektir.

HER BİREY İSTEDİĞİ ŞEKİLDE YAŞAYABİLMELİ
Yasaklarla hiçbir yere varılamayacağı değişen dünyada her geçen gün daha da iyi anlaşılmaktadır. İnsanları bir şeylerden yasaklamak yerine onlara belli kurallar çevresinde bir şeyleri yapma fırsatı vermek en doğrusu olacaktır. Aksi takdirde tüm ülke topyekun zarar görecektir. Belli kesimler yapmak istediklerini yapsınlar ancak toplum düzenini sarsmadan, kamuya zarar vermeden. Bunun yolu da yasaklamaktan değil, çerçevesi daha önceden belirlenmiş olan toplum dinamiği olan kurallardan geçer. Toplumda her birey istediği şekilde yaşayabilmeli, bu fırsatlar sunulmalı. Bunun da yolu yasaklarla değil teşviklerle mümkün olur. 
Yasak (sız) bir gelecek için…